Examples of using Stride in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Liz Stride had her throat cut but'she wa'snt mutilated.
Liz Strideın boğazı kesildi fakat kesilip sakatlanmadı.One stride at a time.
Like a-a knock-off stride rite box from when you kids were little.
Çocukların küçüklüklerinden kalan çakma bir Stride Ride kutusu olacaktı.Feel that stride.
Uzun adımları hisset.What a stride.
Ne uzun adım.What's a good miler's stride?
His average stride length is two feet.
You're familiar with stride piano?
Armonik piyanoyu bilir misin?A lot of parents just take it in stride, or even condone it.
Hey, hey, everybody hits their stride.
Hey, hey, herkes bu yollardan geçiyor.Not your most confident stride, Joseph.
Hiç de kendinden emin yürümüyorsun Joseph.Add the age Multiplied by the length of the stride.
Ekle yaşını Çarp adım uzunluğuyla.With the same pace and stride.
Hızlı ve uzun adımlarla.A modern-day warrior Mean, mean stride.
Günümüzün modern savaşçısı ciddi adımlarla yürüyor.Not when you are finally starting to hit your stride.
Stride southwest from there to here.
Buradan oraya güneybatı yönünde uzun adımlarla yürümek gerekir.A modern-day warrior Mean, mean stride.
Günümüzün modern savaşçısı çok ciddi adımlarla yürüyor.Jem Stride, from Bristol, appeared on Britain's Got Talent on April 22, 2009.
Jem Stride, Bristollü, 22 Nisan 2009da Britains Got Talent programına çıktı.That is word for word the same as the"Dear Boss" letter that the Ripper sent three days before Stride and Eddowes were murdered.
Karındeşenin Stride ve Eddowes öldürülmeden üç gün önce gönderdiği'' Sevgili Patron'' mektubunun kelimesi kelimesine aynısı.As they come to the top of the lane. Sonador's passing a horse with each and every stride.
