Examples of using Sweeter in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Smells sweeter than a honeysuckle. I dig the female species.
You come as a package, but you're… sweeter.
Sen paketlenmiş halde geldin, ama sen daha tatlısın.tastes slightly sweeter than Slice.
How? Your mom's tasted a bit sweeter.
A much sweeter deal than the scraps Black Mask is leaving you.
Hırdavat Kara Maskenin size bıraktığından daha güzel bir anlaşma.It tastes like chicken, but sweeter.
Tadı tavuğa benzer ama biraz daha tatlıdır.Her blood coursed in my veins sweeter than life itself.
Onun kanının damarlarımda dolaşması… hayatın kendisinden daha tatlıydı.There is nothing sweeter than going downstate as a young person.
Gençken eyalet şampiyonasına gitmek kadar güzel birşey yoktur.What, then? The greater the sinner, the sweeter the victory.
Öyleyse ne olmuş? Günahkâr ne kadar hevesliyse, zafer de o kadar tatlıdır.The sweeter rest was mine.
Uykudan da tatlıydı huzurumuz.It would be even sweeter if we were all on it.
O jetin içinde biz de olsaydık daha güzel olurdu.The greater the sinner, the sweeter the victory. What, then?
Günahkâr ne kadar hevesliyse, zafer de o kadar tatlıdır.the harder the battle, the sweeter the victory.
kadar zorsa zafer o kadar tatlıdır.Than goddess to thousands. It is sweeter to be a woman to one man.
Bir erkeğin kadını olmak, binlerce erkeğin tanrıçası olmaktan daha tatlıdır.Fudge is 17 times sweeter than cherries.
I'm sorry? Sweets taste sweeter with a bite of the bitter.
There's none sweeter.
The more bitter the aftertaste. sometimes the sweeter the letter.
Bazen mektup ne kadar tatlıysa, ağızda bıraktığı tat o kadar acı olur.I have had sweeter, but I haven't had better.
Nothing could taste any sweeter.
Yok senin kadar tatlısı.
