TELLER in Turkish translation

['telər]
['telər]
veznedar
teller
cashier
treasurer
the paymaster's
purser
the bankteller
tellerın
teller
tellerla
teller
tellera
teller
memuru
officer
constable
deputy
official
clerk
civil servant
trooper
policeman
PC
vezne
veznedarı
teller
cashier
treasurer
the paymaster's
purser
the bankteller
veznedarım
teller
cashier
treasurer
the paymaster's
purser
the bankteller
veznedara
teller
cashier
treasurer
the paymaster's
purser
the bankteller
memuruyum
officer
constable
deputy
official
clerk
civil servant
trooper
policeman
PC
memur
officer
constable
deputy
official
clerk
civil servant
trooper
policeman
PC

Examples of using Teller in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
A robber takes the teller hostage, uses her as a shield.
Soyguncu veznedarı rehin alır, onu kalkan yapar.
I'm a bank teller. My name is Ferguson.
Bir bankada veznedarım. Adım, Ferguson.
Salazar attacked Teller with a fire ax.
Salazar, Tellera yangın baltasıyla saldırmış.
I think I would like to talk to Mr. Teller alone.
Sanırım Bay Tellerla yalnız konuşmak istiyorum.
Martinson, as of this minute, you take over as head teller.
Martinson, bu dakikadan itibaren baş veznedar olarak görevi üstlen.
It was a-a bank teller shot at point-blank range.
Yakın mesafeden bir banka memuru vurulmuştu.
As Arthur approaches the bank teller I take out the CCTV cameras.
Arthur bankada veznedara yaklaşırken ben kapalı devre kameralarını devreden çıkaracağım.
My name's Ferguson. I'm a bank teller.
Bir bankada veznedarım. Adım, Ferguson.
I will alert the teller to watch for you.- No.
Sorun değil. Veznedarı sizi beklemesi için uyaracağım.
Because I knew what he did to John Teller.
Çünkü John Tellera ne yaptığını biliyordum.
I talked to Teller.
Tellerla konuştum.
Probability. Which means that Linda is a bank teller.
Yani Linda bir banka memuru. Olasılık.
Yes, you're right. But I'm not a teller.
Evet haklısınız. Ama ben veznedar değilim.
I'm a bank teller. My name's Ferguson.
Bir bankada veznedarım. Adım, Ferguson.
Then, Twice shot the teller once.
Sonra, Twice veznedara bir kez ateş etti.
And one hostage, bank teller and mother of four, Gloria Hill.
Ve bir rehine: Banka veznedarı ve 4 çocuk annesi Gloria Hill.
I'm a bank teller, not a zoo.
Ben hayvanat bahçesi görevlisi değil, banka memuruyum.
When I return the baby to Jax Teller, it's finished.
Bebeği Jax Tellera teslim ettiğimde, bu iş bitecek.
In Stockton the other day. You know, I followed Teller and Padilla to a house.
Tellerla Padillayı Stocktonda bir eve kadar takip ettim geçenlerde.
Which means that Linda is a bank teller. Probability.
Yani Linda bir banka memuru. Olasılık.
Results: 525, Time: 0.0908

Top dictionary queries

English - Turkish