Examples of using That's not the answer in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Okay, now, I could fight back… but that's not the answer!
Tamam, şimdi, dövüşebilirim… ama bu cevap değil!That's not the answer.
Bunun çaresi bu değil.That's not the answer.
Bu bir cevap değil.That's not the answer, anyway.
Çözüm de bu değil zaten.That's not the answer.
Cevap o değil.No, that's not the answer.
Hayır, bu bir çözüm değil.That's not the answer of someone who's guilty!
Bu'' suçlu'' nun karşılığı değildir!I'm sorry. I know that's not the answer you want to hear.
Duymak istediğin cevabın bu olmadığını biliyorum. Üzgünüm.I know that's not the answer you want to hear. I'm sorry.
Duymak istediğin cevabın bu olmadığını biliyorum. Üzgünüm.Because that's not the answer.
Çünkü asıl cevap bu değil.I know that's not the answer you wanna hear. I'm sorry.
Duymak istediğin cevabın bu olmadığını biliyorum. Üzgünüm.I'm sorry, I know that's not the answer you wanna hear.
Duymak istediğin cevabın bu olmadığını biliyorum. Üzgünüm.That's not the answer to the… the, the question.
Sorunun cevabı bu değil.That's not the answer.
Çözüm bu degil.You know that's not the answer.
Cevabın bu olmadığını biliyorsun.That's not the answer I want.
İstediğim cevap bu değil. Bilmiyorum.That's not the answer.
Bu bir çözüm değil.That's not the answer I came here for.
And that's not the answer of an innocent man.
Masum bir insan bu cevabı vermez.I'm sorry. I know that's not the answer you want to hear.
Üzgünüm. Duymak istediğin cevabın bu olmadığını biliyorum.
