WENT TO GO in Turkish translation

• gitti
• gidip
• gittiler
• gittim
• gittiği
• indik
• giderken
• olup

Examples of using Went to go in English and their translations into Turkish

We were teenagers. Our family went to go see a talk show get filmed.
Gençtik. Ailecek, filme alınan bir talk showu izlemeye gitmiştik.

And the Yeti went to go fight the fire.
Ve Yeti yangınla mücadele etmeye gitmiş.

And guess who went to go visit Professor Alpo only hours before he died?
Bil bakalım Profesör Alpo ölmeden yalnızca saatler önce ziyaretine kim gitmiş?

I thought you went to go find somebody?
Yardım bulmaya gitmedin mi sen?

And I… I went to go look for it, just searching around for this dripping sound.
Kalkıp sesi aramaya başladım… damlama sesini etrafta öylece arıyordum.

When Audrey Heller went to go look for him, he did the same thing to her.
Audrey Heller onu aramaya gidince aynısını ona da yaptı.

So I went to go get dressed.
Ben de giyinmeye başladım.

I said you that the alarm went to go off.
Sana o alarmın çalacağını söylemiştim.

McQuaid went to go get a doctor, but we can't wait till dark to get out of this country.
McQuaid doktor getirmeye gitti ama ülkeden ayrılmak için geceyi bekleyemeyiz.

When we went to go move it, a man with a shoulder missile came out and blew up our truck.
Onu yolumuzun üstünden çekmek için indik, yanında roket atar olan bir adam kamyonumuzu havaya uçurdu.

And I'm worried'cause I may have had a fantasy about Josh. Jake went to go get help and I'm here all alone.
Jake yardım getirmeye gitti, ben burada tek başınayım… ve endişeliyim çünkü Josh hakkında fantezi kurmuş olabilirim.

Barry and Oliver stayed behind while everyone went to go save the President, What is going on?
Diğerleri Başkanı kurtarmaya… giderken Barry ve Oliver geride kalmıştı.- Neler oluyor?

Tony went to go talk to him, and that's the last time I heard from him.
Tony onunla konuşmaya gitti, ve en son o zaman ondan haber aldım.

We make all friendly with Black Bolt and the Inhumans but since Inferno went to go live with them, we haven't heard a thing.
Black Bolt ve Nainsanlarla dost olup Infernoyu da onlarla birlikte yaşamaya gönderdikten sonra ondan hiç bir haber alamadık.

And in fact, several of them went to go get their camera from the break room and took photos with us.
Ve aslında, birkaçı mola odasından fotoğraf makinelerini almaya gitti ve bizimle fotoğraf çektirdiler.

But since Inferno went to go live with them, We make all friendly with Black Bolt
Black Bolt ve Nainsanlarla dost olup… Infernoyu da onlarla birlikte yaşamaya gönderdikten sonra…

What? This is what Trey stole, Ryan went to go get it back. Why?
Bu Treyin çaldığı şey, Ryan onu geri almaya gitti.- Ne? Neden?

We were camping today and… then our two friends Bill and Tanya went to go get firewood.
Sonra arkadaşlarımız Bill ve Tanya…-… odun toplamaya gittiler.

Where's the bookkeeper? Law went to go get the equipment to fix the recorder?
Law kayıt cihazını tamir etmek için aletlerini almaya gitti. Muhasebeci nerede?

But I went to go see my… mother, and… it wasn't what I expected.
Ama ben, annemi görmeye gittim ve hiç beklediğim gibi değildi.