ÇALIŞAN BIR TELEFON in English translation

• a phone that works
• a telephone that works
• a phone that worked

Examples of using Çalışan bir telefon in Turkish and their translations into English

Bu ailenin nesi var? Çalışan bir telefonumuz bile yok?
What the hell is the matter with this family that we can't even have a goddamn working phone?

Bu, verilere yalnızca, çalışan bir telefona geri yükleme yaparak erişilebileceği anlamına gelir.
This means that the data can only be accessed by doing a restore to a working phone.

Annem bütün gün çalışan bir telefon operatörüydü.
Mother was a telephone operator, working all day.

Annem bütün gün çalışan bir telefon operatörüydü. Bilirsiniz.
You know… Mother was a telephone operator, working all day.

Japonyadan farklı dalga boyunda çalışan bir telefon aldı.
That guy bought a telephone in Japan that uses another wavelength.

İtin öldüğü bir yerde çalışan bir telefon hattı bile bulamazken uydu bağlantısını nereden bulacağız?
We can't even get a phone line to work. We're far away, where will we get a satellite feed?

oldukça eskilerdi ama birinde hâlâ çalışan bir telefon numarası vardı.
one of'em still had a phone number that worked.

Trask öldü mü? Çalışan bir telefon bulana kadar.
Trask's dead? try not to sound so broken up about it.

Yeniden'' 7'' tuşu çalışan bir telefonum olacak.
It's gonna be nice to have a phone with a"7" button that works again.

Hayır, Sprintle çalışan bir 4G telefon.
No, it is that 4G phone on Sprint.

Grace, çalışan bir telefon alman lazım.
Grace, you need to get a phone that works.

Sana çalışan bir telefon vereceğim.
I will give you a phone that works.

Çalışan bir telefon bulana kadar.
By the time she got to a phone that worked.

Mesaj bırakabilmek için çalışan bir telefon arıyorum. Sen napıyorsun?
I'm looking for a phone that works so I can check messages?

Buraya çalışan bir telefon bağlasak?
I'm gonna need a phone that works.

Buraya geldiğim hafta çalışan bir telefon buldum.
I finally found a phone that worked. The week after i got here.

Buraya geldiğim hafta çalışan bir telefon buldum.
The week after I got here, I finally found a phone that worked.

Çalışan bir telefon bulmalıyım.
I just need to find a phone that works.

Lütfen evine dön ya da çalışan bir telefon al!
Please come home. Or get a phone that works!

Onu, çalışan bir telefon bulması için kaçmaya ben ikna ettim.
I-I convinced her to sneak out and find a working phone.