ADAMI in English translation

man
erkek
insan
kişi
herif
abi
adam
dostum
adamım
insanı
bir adamsın
guy
herif
çocuk
eleman
erkek
kişi
oğlan
adam
adamım
bir adamsın
adam
âdem
fellow
arkadaş
diğer
yoldaş
herif
sevgili
çocuk
adam
dostum
kardeşim
üyesi
person
kişi
insan
insanı
adam
şahıs
dude
ahbap
kanka
herif
eleman
abi
züppe
hacı
moruk
erkek
dostum
fella
arkadaş
herif
eleman
çocuk
dost
delikanlı
adam
adamım
men
erkek
insan
kişi
herif
abi
adam
dostum
adamım
insanı
bir adamsın
guys
herif
çocuk
eleman
erkek
kişi
oğlan
adam
adamım
bir adamsın

Examples of using Adamı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gösterişli giysiler, adamı savaşçı yapmaz.
FANCY CLOTHES DON'T MAKE A FIGHTIN' MAN.
Şirket adamı.
A COMPANY MAN.
Tamam benim gibi vidyo kiralayan bir adamı ele alalım?
ALL RIGHT. TAKE A GUY LIKE ME RENTING A VIDEO, OKAY?
Süper market hattındaki şişmanlar bu adamı sevecekler.
THE FATTIES IN THE SUPERMARKET LINES ARE GONNA LOVE THIS GUY.
Göçmenler bu adamı tanır.
IMMIGRANTS KNOW THIS MAN.
Sana öğreten adamı.
THE MAN WHO TAUGHT YOU.
Ben de akıllı evcil hayvanları evlat edinme toplantısında tanıştığımız adamı istiyorum.
I WANT THAT GUY THAT WE MET AT THE PETSMART CHARITIES ADOPTION THING.
Warren'' evet adamı'' dır.
WARREN'S A"YES MAN.
RUCun adamı kalabalığa hitap ediyor ve.
We do, sir. RUC man's addressing the crowd and he's.
Trende karşılaştığımız adamı ziyaret edeceksin.
You're to visit a gentleman we met on the train.
Sana adamı anlatacağım.
I will tell you about the guy.
Bu adamı önemseyen biri gibi konuşuyorsun.
You're starting to sound like someone who cares for the guy.
Omene gitmemi, adamı bulmamı ve öldürmemi mi istiyorsun?
You want me to get Omen, find this yout and murk him?
Adamı ikna ederim demiştin!
You said you were gonna talk to the man!
Bana bunu yapan adamı buldunuz mu?
Did you find the men that did this to me?
Adamı sen alabilirsin ama kadını bana bırak.
Poppy You can have the bloke, but you leave me the sheila.
Suçlarından sorumlu tutulamayacak bir adamı öldürmeye kimsenin hakkı yok!
Killing a man who cannot be held responsible for his crimes is in nobody's right!
Adamı görmenin imkanı yok.
No way to see the fellow.
Eğer bu adamı bir hastaneye götüremezsek, adam ölecek.
This man's gonna die unless we get him to a hospital.
Bu şövalye Evamı öldüren adamı biliyor. Ondan öğrenmem gerekiyor.
This knight-- he knows of the man who killed my Eva.
Results: 37414, Time: 0.0341

Top dictionary queries

Turkish - English