ADAM in Turkish translation

['ædəm]
['ædəm]
âdem
adam
adam
island
insular
guy
adem
adam
adamı
island
insular
guy
adamın
island
insular
guy
ademe
adam
adamla
island
insular
guy
âdeme
adam

Examples of using Adam in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
There hasn't been a new man since Adam. Get smart.
Akıllı ol. Ademden sonra yeni bir adam gelmedi.
But Adam and Eve did it.
Ama Ademle Havva bunu yaptılar.
Why don't you show Adam his new room? I'm Adam..
Niye Adama yeni odasını göstermiyorsun? Ben Adam..
If Adam has Serotonin Storm, it's deadly.
Eğer Adamda serotonin fırtınası varsa, ölümcüldür.
I said I would look after Adam two afternoons a week.
Sana Adama haftada 2 defa öğleden sonraları göz kulak olurum dedim.
If Adam has Serotonin Storm, it's deadly.
Eğer Adamda'' serotonin fırtınası'' varsa, bu ölümcüldür.
And so for the ten generations since Adam.
Ve Âdemden bu yana on nesil boyunca… günah aramızda yürüdü.
And then placed the world in his care. The Creator made Adam in His image.
Âdemi kendi suretinden yarattı… sonra onu dünyaya gönderdi.
And so for the ten generations since Adam.
Sonra Âdemden itibaren on kuşaktır, günah bizlerle birlikte yürüyor.
Made Adam in His image, and placed the world in his care. The Creator.
Tanrı Ademi kendi görüntüsünde yarattı… ve dünya onun emrine verdi.
And then placed the world in his care. The Creator made Adam in His image.
Ademi kendi suretinde yarattı sonra dünyayı onun sorumluluğuna bıraktı.
And Adam rapped back at him.
Adamda ona karşı rap yaptı.
He fixed up Adam and Eve.
Ademle Havvayı birbirine ayarladı.
The Eva series, born of Adam.
Ademden doğan Eva Serisi.
Then… Yes, the Adam created by humans, Eva.
Ademden insanlar tarafından üretilen Eva. -Evet.
After Adam, I went to bed and wouldn't leave.
Adamdan sonra yatağa düştüm ve çıkmadım.
I went to bed and wouldn't leave. After Adam.
Adamdan sonra yatağa düştüm ve çıkmadım.
I'm trying very hard to like Adam, and you're making it extremely difficult.
Adamdan hoşlanmak için elimden geleni yapıyorum ve sen bunu zorlaştırıyorsun.
With the really good hair. I was talking about Adam.
Ben Adamdan bahsediyordum… harika saçları olan.
Anyway, Adam had something special.
Her neyse, Adamda… özel bir şeyler vardı.
Results: 10664, Time: 0.0358

Top dictionary queries

English - Turkish