AMA YAŞLI in English translation

but old
ama yaşlı
ama eski
ama ihtiyar

Examples of using Ama yaşlı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bacakları harika ama yaşlı.
Great legs. but older.
Ama yaşlı bunak memnun olmayacak.
But that old coot won't be satisfied.
Affedersiniz Lordum ama Yaşlı Kontes gidiyor.
I beg your pardon, m'lord, but the Dowager Countess is leaving.
Biliyorsun, bunu ben yapardım ama yaşlı adam sabah beni kovdu.
You know I would do this myself, but that old guy already kicked me out.
Kadın yetenekli ama yaşlı.
She's gifted, but elderly.
Ama yaşlı ve aciz, laboratuvarın dışında işe yaramaz!
But he's old and helpless- doesn't know his way outside of a test tube!
Ama yaşlı.- Kes sesini.
Shut up. But he's old.
Ama yaşlı.- Kes sesini.
But he's old. Shut up.
Ama yaşlı hanımlar çok müşkülpesent olmamalı.
Even though old ladies shouldn't be picky.
Bazen öyle, ama yaşlı vatandaşlara ihtiyatla yaklaşılmalı.
Sometimes, yes, but senior citizens have to be dealt with very gingerly.
Evin sahibinin adı Gordon ama yaşlı birisi.
And there's Gordon, whose house it is, but he's old.
Plekhanov önemli ama yaşlı.
Plekhanov is important, but he is old.
Kes sesini.- Ama yaşlı.
But he's old. Shut up.
Kes sesini.- Ama yaşlı.
Shut up. But he's old.
Ama Yaşlı Fırtına pes etti,
But Old Thunder give up,
Ama yaşlı Goldie benim gibi klasik bir gösteri stoperi! Elbette, kenarlarda biraz paslı, Ne?
Sure, he's a little rusty around the edges, What? but Old Goldie's a classic show-stopper like me!
Ama yaşlı Goldie benim gibi klasik bir gösteri stoperi!
But Old Goldie's a classic show-stopper like me!
Ama yaşlı Jambo karar değiştirmek istemiyordu, bunun üzerine Guy Fawkes,
Assembled a meeting of the council. But old Jambo was not for turning,
Keşke ben de aynı şeyi diyebilseydim, ama yaşlı Linda hala top koşturuyor.
I wish I could say the same, but old Linda is still playing the field.
Pamuk Prensesi bilmem… ama yaşlı Hornsby frengili bir sokak süprüntüsü ile aynı sınıftadır.
I don't know about Snow White… but old Hornsby's got about as much class as a syphilitic road sweeper.
Results: 68, Time: 0.0264

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English