AYRILMAN in English translation

leave
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
break up
ayrılmak
ayrılalım
ayrılık
bozmak
bozalım
kıracak
parçalamak
paramparça
separating
ayrı
ayırmak
ayrık
ayri
ayrılmak
farklı
leaving
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
breaking up
ayrılmak
ayrılalım
ayrılık
bozmak
bozalım
kıracak
parçalamak
paramparça
to quit
bırakmak
ayrılmak
istifa
vazgeçmeye
bırakacağını
pes etmek
terk etmek
işten
kesmeye

Examples of using Ayrılman in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Selam Johnny. Dez, senin şehirden ayrılman gerekiyor.
You have to leave town. Dez, you, uh… Hey, Johnny.
House, hastaneden ayrılman konusunda seninle konuşmalıyım. Ben pozisyonu kastetmiştim.
I need to talk to you about your leaving the hospital. House.
Dez, senin şehirden ayrılman gerekiyor.
Dez, you, uh… you have to leave town.
Senin ayrılman hakkında ağlamak için değil.
Not to cry about you leaving.
Selam Johnny. Dez, senin şehirden ayrılman gerekiyor.
Dez, you, uh… you have to leave town. Hey, Johnny.
Ayrılman çok kötü.
It's too bad you're leaving.
senin şehirden ayrılman gerekiyor.
you have to leave town.
Evet, sanırım evden ayrılman nedeniyle olmuştur.
Yeah, I suppose it must be because you're leaving home.
Bazen bir yuvadan onu korumak için ayrılman gerekir. Ayrılacak mısın?
Sometimes you have to leave a home to protect it. Would you ever leave?.
Pyleadan ayrılman.
Leaving Pylea.
Selam Johnny. Dez, senin şehirden ayrılman gerekiyor.
Hey, Johnny. you have to leave town. Dez, you.
Ama bu birimden ayrılman anlamına gelir.
That would mean leaving the BAU.
Koruma görevlilerini uyarman… ve derhal ayrılman lazım.
And leave immediately. You need to warn your protection detail.
Guillermo, sana tavsiyem aileni alıp Caliden ayrılman.
Guillermo, my advice to you is to get your family and leave Cali.
Tamam, tamam. Şehirden ayrılman gerek Holly.
You have to leave town, Holly. Okay.- Okay.
Tamam, tamam. Şehirden ayrılman gerek Holly.
Okay. okay. you have to leave town, holly.
Rozetini teslim edip görevinden hemen ayrılman gerekiyor.
I'm gonna need your badge and you will have to leave immediately.
Jonahdan şu an ayrılman gerek.
YOU HAVE TO LEAVE JONAH NOW.
Ayrılman daha iyi olmuş.
You better be separated.
Bu süre zarfında en iyisi senin şehirden ayrılman olur.
In the meantime, it would be best if you left town.
Results: 247, Time: 0.0399

Top dictionary queries

Turkish - English