SEPARATING in Turkish translation

• ayırmak
• ayrılman
• ayırarak
• ayrı
• ayırıyor
• birbirinden ayıran
• ayrıştırılması
• ayrılıyor
• ayırmayı
• ayırmanın
• ayrılmadan
• ayrılmayı
• ayrılmak

Examples of using Separating in English and their translations into Turkish

I will start separating all things chemical from organic.
Tüm organik maddelerle kimyasal maddeleri ayırarak başlayacağım.

Separating mother and child.
Anneliği ve çocuğu ayırıyor.

You would be the first to know. Sweetie, if we were separating.
Tatlım, ayrılıyor olsaydık… ilk senin haberin olurdu.

We may succeed in separating them, but we could destroy both in the process.
Ayırmayı başarsak da ayırırken onları yok edebiliriz.

I got separating signals here.
Ayrı sinyaller alıyorum.

But it's a fine line-No… separating you and Lennox.
Hayır… ama bu çizgi seni Lennoxdan ayırıyor.

Repeat it for me, separating both syllables. Ca… nard.
Ca… nard. Benim için tekrarlayın, iki heceyi ayırarak.

The advantages of separating the core and blanket fluid include: Simplified fuel processing.
Çekirdek ve örtü sıvısını ayırmanın kazanımları şunları içerir: Basitleştirilmiş yakıt işlemi.

Separating from his wife, showing up at the Christmas party in a track suit and a blazer.
Eşinden ayrılıyor… Noel partisine eşofmanıyla, spor ceketiyle çıkageliyor.

God has united us as one… and they think of separating us?
Onlarsa bizi ayırmayı düşünüyor? Bizi Tanrı birleştirdi?

Separating out the unique DNA strands. We have been having trouble.
Ayrı DNA türlerini ayırmakta zorlanıyoruz da.

And only a single steel door… separating us from you, so.
Ve sadece tek bir çelik kapı… Bizi sizden ayırıyor, bu yüzden.

They explored Saturn before separating, with Voyager 2 going on to visit Uranus.
Uranüse giden Voyager 2yle ayrılmadan önce birlikte Satürnü keşfettiler.

And they think of separating us?
Onlarsa bizi ayırmayı düşünüyor?

Fibrovascular background stroma separating the different tissue types.
Arka fibröz dokusu farklı doku tiplerine ayrılıyor.

Just remember, you wanted this, but the consequences of separating Venom from its host.
Sakın unutma, bunu sen istedin ama Venomu taşıyıcısından ayırmanın sonuçları.

Come on.- I got separating signals.
Ayrı sinyaller alıyorum. Hadi.

He looks down on the world, separating himself from others.
Dünyaya yukarıdan bakıp kendini ötekilerden ayırıyor.

Before separating with Voyager 2 going on to visit Uranus.
Uranüse giden Voyager 2yle ayrılmadan önce… birlikte Satürnü keşfettiler.

Have you ever thought about separating?
Ayrılmayı hiç düşündünüz mü?