AZALMAYA in English translation

to decline
reddetmeye
azalmaya
düşmeye
geri çevirmek
gerilemeye
düşüşe
düşüşün
to wane
azalmaya
zayıflatmadan çok önce
to diminish
azaltmaya
azalmaya
to decrease
azaltmaya
azalmaya
low
düşük
alçak
az
alt
aşağı
kısık
adi
azalmış
reducing
azaltmak
düşürün
azaltır
düşür
eksilt
küçült
indirin
indirim
to recede
azalmaya
geri çekilmeye
a reduction
azalma
indirimi
küçültme
to subside

Examples of using Azalmaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Son yıl olunca zamanın azalmaya başlıyor.
And senior year? That's when the clock starts ticking.
Samson ve Delilah gibi. Azalmaya başladı sevgin.
Like Samson and Delilah Your love began to fade.
dağın sütununu yukarı doğru zorlayan basınç azalmaya başladı.
the pressure forcing the column upwards started to drop.
Hızımız% 0.2 azaldı ve azalmaya da devam ediyor.
Forward velocity is down by 0.2 percent and dropping.
Yiyecek ve suyum azalmaya başladı.
I started running out of food and water.
Klyden, Bortusun sekse ilgisinin ne zaman azalmaya başladığını hatırlıyor musun?
Klyden, do you recall when Bortus began losing interest in sex?
Ama oyun ilerledikçe olasılıklar azalmaya başlıyor.
But as the game progresses, the possibilities become smaller.
Ama oyun ilerledikçe olasılıklar azalmaya başlıyor.
But as the Go game progresses the possibilities become smaller.
Kendime güvenüm azalmaya başladı.
I'm starting to feel insecure.
Kristalin kuantum izi birkaç dakika içinde azalmaya başlıyor.
The crystal's quantum signature starts to fade after a few minutes.
O enerji de azalmaya başlayınca.
And when that energy starts to dwindle.
Geçen ay hasta sayısı aniden azalmaya başladı.
Patient numbers suddenly started decreasing last month.
Sanırım etkisi azalmaya başladı.
I think it's starting to wear off.
Yerel doğalgaz üretiminin azalmaya devam etmesi beklenirken, AK, 2020ye kadar doğalgaz ithalat oranının yüzde 73e varacağını tahmin ediyor.
With indigenous gas production expected to continue to decline, the EC estimates that gas imports will increase to 73% by 2020.
60larda etkisi azalmaya başladı; yeni çizerler bu tekniği eski moda olarak görüyordu.
its influence started to wane in the 1960s and was seen as old-fashioned by the new generation of comic book artists.
bu tarihten sonra partideki otoritesi azalmaya başladı.
his authority over the party began to decline.
Bir şey kesin, azalmaya yok gerçekten etkili mevzuatı en büyük bankalar güç Hiç ödünç bir yasama gelebilir aynı bu bankalar.
One thing is for certain, no truly effective legislation to diminish the power of the biggest banks can ever come out of a legislature that is borrowing from these same banks.
Yılın en yoğun salı gecelerinden birini sonlandıran memur Castronun şüpheciliği azalmaya başlıyor.
By the end of his busiest Tuesday night of the year… Deputy Castro's skepticism was beginning to wane.
Ve Amerika Birleşik Devletlerinin avantajı Kaynakları azalmaya başlıyordu olayın özel ellerde olmasıydı.
Was that the issue was in private hands. Their resources were beginning to decline and the United States' advantage.
Pek çok uluslararası uzman DDYnin 2006 ve 2007de azalmaya başlayacağına inandığı için, gelecek yıl çok önemli kabul ediliyor.
Next year is considered crucial, since many international experts believe FDI will begin to decrease in 2006 and 2007.
Results: 92, Time: 0.056

Top dictionary queries

Turkish - English