BÜYÜK ŞEREF in English translation

• pleasure
• honor
• great honour

Examples of using Büyük şeref in Turkish and their translations into English

Bay Reyes! Bu ne büyük şeref.
What an honor.- Mr. Reyes!

Genel Valinin sarayında olmak büyük şeref.
It is a great honour to be in Viceroy's House.

Burada olduğuma inanamıyorum bile. Ne büyük şeref.
I cannot even believe I'm here. What a pleasure.

İlk kadın Moğol Hanının kocası olmak. Ne büyük şeref.
What an honor. Husband to the first female Mongol Khan.

Burada olduğuma inanamıyorum bile. Ne büyük şeref.
What a pleasure. I cannot even believe I'm here.

İlk kadın Moğol Hanının kocası olmak. Ne büyük şeref.
Husband to the first female Mongol Khan. What an honor.

Sesinizi duymak ne büyük şeref.
What a pleasure to hear from you.

Bay Gouldman! Sesinizi duymak ne büyük şeref.
Mr. Goldman! What a pleasure to hear from you.

Sayın Başkan, sizinle tanışmak büyük şeref efendim.
Mr. President, what an honor to meet you, sir.

Bay Gouldman! Sesinizi duymak ne büyük şeref.
What a pleasure to hear from you. Mr. Goldman!

Amanın! Ne büyük şeref.
What an honor.- Oh, my.

Bayan Natalia! Bu ne büyük şeref!
Mrs. Natalia! What an honor.

Nasılsınız kaptan? Teknenizde olmak büyük şeref.
It's a pleasure to be aboard. How do you do, Captain?

Tanrım. Bu ne büyük şeref.
What a pleasure. My goodness.

Nasılsınız kaptan? Teknenizde olmak büyük şeref.
How do you do, Captain? It's a pleasure to be aboard.

Hayır, benim için büyük şeref.
No, a greater honour for me.

Sizi görmek ne büyük şeref, ekselansları.
Is honored to see you, Your Highness.

Ne büyük şeref.
What an honour.

Büyük şeref.
It's huge honour.

Büyük şeref.
It's a big honor.