BIRAKMAM LAZIM in English translation

i need to stop
durdurmalıyım
durdurmam gerek
durmam gerek
bırakmam lazım
durmam lazım
durdurmam lazım
bırakmam gerek
kesmem gerek
durdurmak istiyorum
kesmem lazım
i have to quit
ayrılmak zorundayım
bırakmak gerektiğini
bırakmam lazım
bırakmam gerek
ayrılmam lazım
bırakmak zorundayım
i should quit
bırakmam lazım
gotta drop
bırakmam lazım
bırakmam gerek
i have to leave
gitmem gerek
gitmek zorundayım
gitmem lazım
ayrılmak zorundayım
bırakmak zorundayım
ayrılmam gerek
terk etmek zorundayım
ayrılmam lazım
çıkmak zorundayım
çıkmam lazım
gotta leave
gitmemiz lazım
gitmem gerek
bırakmam lazım
bırakman gerek
çıkmam lazım
çıkmamız lazım
terk etmem lazım
ayrılmam lazım
i just need to drop
bırakmam lazım
i need to quit
bırakmam lazım
bırakmam gerek
gotta quit
bırakmam lazım
bırakmam gerek
vazgeçmen gerek
i should stop
durdurmam gerektiğini
bırakmam gerektiğini
kesmem gerektiğini
durmam gerektiğini
bırakmam lazım
i got to stop
i got to quit

Examples of using Bırakmam lazım in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bunları hızlı şekilde bırakmam lazım.
I just need to drop this off real quick.
Yemeyi bırakmam lazım.
Artık bu işi bırakmam lazım.
I need to quit this job as the town watch.
Sinirliyim. Bu mereti bırakmam lazım.
I gotta quit these. I'm angry.
Donut yemeyi bırakmam lazım.
I got to stop with the donuts.
Sinirliyim. Bunu bırakmam lazım.
I gotta quit these. I'm angry.
Sonra da düşündüm ki, yemeyi bırakmam lazım çünkü bok gibi.
And then I thought I should stop eating this because this is a shit steak.
Sigarayı bırakmam lazım.
I got to quit smoking.
Sana Japonyadaki işleri teklif etmeyi bırakmam lazım.
I got to stop offering you these jobs in Japan.
Kusura bakma, münazarayı bırakmam lazım.
I'm sorry. I got to quit debate.
Sana yardım etmeyi bırakmam lazım.
I have to stop helping you.
Bir şey bırakmam lazım oraya.
I need to deliver something.
Kahveyi bırakmam lazım.
I ought to give up coffee.
Okula bırakmam lazım.
I have to get her to school.
Artık bırakmam lazım bunu.
You got to just let that go.
Belki artık bırakmam lazım bu nefreti ama yapamıyorum.
Maybe I need to let this hate go.
Seni birkaç dakikalığına burada bırakmam lazım.
I'm gonna have to drop you here for a bit.
Sadece… seni görmeyi bırakmam lazım.
It's just… I have got to stop seeing you.
Finansal çevrelere özgeçmişimi bırakmam lazım.
I have to drop off resumes in the financial district and.
Bu çok eğlenceliydi ama Turku hastaneye bırakmam lazım.
This has been fun, but I have to drive Turk to the hospital.
Results: 68, Time: 0.046

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English