Examples of using Bırakmak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bırakmak. Tekrar başlamak.
Bir kızı dans pistinde bırakmak kabalıktır.
Onu yarın bırakmak zorunda kalacaksın,
Emniyet kemeri! bırakmak zorunda kalabiliriz!
Han-Young Bankasını bırakmak zorunda kalacak.
Bir çok harika insan çalışmalarını bırakmak zorunda kaldı.
Bırakmak. Neden onu bana karşı koyuyorsun?
Onu bırakmak zorundasın.
Arabayı bırakmak zorunda kalmış.
onlar yüzünden bu projeyi bırakmak istemiyorum.
Biraz içki içtim ve dev yaratığı dün akşam bırakmak zorunda kaldım.
Şimdi sen bırakmak zorundasın.
Bazı insanlarımızı yerde bırakmak zorunda kaldık.
Sizi körü körüne bırakmak zorunda kaldım.
hemen bırakmak zorunda değilim.
Direksiyon donmuş. Arabayı bırakmak zorunda kalmış.
Seni burada bırakmak istiyorlardı.
Hayır, sadece onu bırakmak zorunda kaldık.
Bütün bunlar bayılma yüzünden mi? Bırakmak zorundayım.
Evet, arabayı bırakmak zorunda kaldım.