SENI BIRAKMAK in English translation

to leave you
bırakmak
seni bırakmak
senden ayrılmak
seni terk
seni terk etmek
seni terketme
sizi bırakacağım
seni bırakıp gitmek
let you go
gitmene izin
seni bırakmak
gitmene müsaade
girmene izin
çıkmana izin
seni serbest
bırakmanıza izin
dalmana izin
senin gitmene izin vermek
release you
seni serbest
seni serbest bırakmayacaklar
seni taburcu
sizi azat
seni azat
salıvereyim
letting you go
gitmene izin
seni bırakmak
gitmene müsaade
girmene izin
çıkmana izin
seni serbest
bırakmanıza izin
dalmana izin
senin gitmene izin vermek
abandon you
seni terk
terk etmek mi
senden vazgeçmeme
seni bırakmak
you a lift
seni bırakayım
seni bırakmak
seni arabama
sizi götürmeme
sana bir asansör

Examples of using Seni bırakmak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hayır anne! Seni bırakmak istemiyorum.
No, Mom, I don't want to leave you.
Ash. Seni bırakmak… kolay değil.
Letting you go. It's not easy… Ash.
Şimdi seni bırakmak zorundayım. Hanna.
I'm gonna have to let you go now. Hanna.
Hayır anne! Seni bırakmak istemiyorum.
No, Mum, I don't want to leave you.
Ash. Seni bırakmak… kolay değil.
Ash. letting you go. It's not easy.
Seni bırakmak istemiyorum.
Never wanna let you go.
Kazuma! Kardeşim! Seni bırakmak istemiyorum!
Brother. I don't want to leave you.-Kazuma!
Seni bırakmak… kolay değil. Ash.
Letting you go. It's not easy… Ash.
Pekala artık seni bırakmak zorunda kalabiliriz.
Well, Ray, we might have to let you go after all.
Amy, koş. Kyle, seni bırakmak istemiyorum.
Kyle, I don't want to leave you. Amy, run.
Seni bırakmak… kolay değil. Ash.
It's not easy… Ash. letting you go.
Seni bırakmak zorundayım, tamam mı?
I have to let you go. All right?
Amy, koş. Kyle, seni bırakmak istemiyorum.
Amy, run. Kyle, I don't want to leave you.
Ash. Seni bırakmak… kolay değil.
Letting you go. Ash. It's not easy.
Seni bırakmak zorundayım, tamam mı?
All right. I have to let you go.
Bir kaç gün bile olsa, seni bırakmak istemiyorum.
I don't want to leave you, even for a few days.
Seni bırakmak… kolay değil. Ash.
Ash. It's not easy… letting you go.
Seni bırakmak zorundayım.
I must let you go.
Ash. Seni bırakmak… kolay değil.
It's not easy… letting you go. Ash.
Seni bırakmak zorundaydım.
I had to let you go.
Results: 193, Time: 0.03

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English