Examples of using Başınız dertte in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Görünüşe bakılırsa, başınız dertte.
Eğer başınız dertte olursa,'' güvenlik!'' diye bağırın, adamlarım işi halledecektir.
hemen… diz çöküp dua etmeye başlayacağınızı söylerseniz, başınız dertte demektir.
Binbaşı, bu tarafta başınız dertte… orada ise öleceksiniz.
Eğer başımızın dertte olduğunu düşündüysen, neden polisleri buraya getirmedin?
Sana başımızın dertte olduğunu söylemiştim.
Başınızın dertte olduğunu söyleyin.
Başımızın dertte olduğunu o zaman anladım.
Kira bedeli konusunda başınızın dertte olduğunu zaten kabul etmiştiniz.
Çevreme baktım ve başımızın dertte olduğunu anladım.
Başımın dertte olduğunu biliyorum.
Başınızın dertte olduğunu duyduk.
Sorun şu ki kimse başımızın dertte olduğunu bilmiyor.S.O.S bile gönderemedik.
Babama havuz olayından ve başımın dertte olduğundan bahsetmek istemedin.
Bize başınızın dertte olduğunu bildirecek bir şifre.
O avluya baktığımda, başımın dertte olduğunu fark ettim.
Caty başımın dertte olduğunu fark ederdi.
Su çamurluysa, başımın dertte olduğunu bileceksin.
Sence başları dertte midir?
Hayır, ama başları dertte olmadıkça insanlarla muhatap olmam.