BAŞKA BIR ŞEYIMIZ in English translation

anything else
başka bir şey
başka birşey
başka bir şeye
başka bir şey var mı
başka herhangi bir şey
diğer şeyler
bir şey daha
nothing but
başka bir şey
başka birşey
dışında hiçbir şey
yalnızca
hiçbir şey ama
ibaret
hariç hiçbir şey
dışında birşey
yok ama
dışında hiçbirşey
other stuff
diğer şeyler
başka şeyler de
diğer eşyaları
diğer malzemeleri
öbür şeyler
baska seyler
öteki şey
other thing
diğer şey
başka bir şey
diğer şeyi
öteki şeyi
öteki şey
diğer olay
başka birşey
diğer iş
bir şey daha
diğer konu

Examples of using Başka bir şeyimiz in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Başka bir şeyimiz kalmadı.
We have nothing left.
Kaybedecek başka bir şeyimiz kalmadı!
We got nothing left to lose!
Başka bir şeyimiz var.
We have got something else.
Başka bir şeyimiz olmasa da size en azından içecek sunabilirim.
If nothing else, at least I can offer you refreshments.
İlgilenebileceğini düşündüğüm başka bir şeyimiz var.
We do have something else I think might interest you.
Korkarım, birbirimize söyleyecek başka bir şeyimiz kalmadı, Bayan Johnson.
I'm afraid you and i Have nothing else to say to each other, miss johnson.
Yok. O zaman konuşacak başka bir şeyimiz yok.
Then, uh, we got nothing else to talk about. No idea.
Ne fitil ne de başka bir şeyimiz var.
We ain't got no fuse, nothing.
Nathan Brodye gitmekten başka bir şeyimiz olmadığı için Real McCoy civarındaki şikâyet raporlarını inceliyordum.
Since we don't have anything else to go at Nathan Brody with, I have been looking over complaint reports from the area around The Real McCoy.
Sözlü tenisten hoşlanmadığımdan değil ama çabukça üstesinden gelmemiz gereken başka bir şeyimiz var.
Not that I don't enjoy the verbal Ping-Pong here, but we do have that other thing we need to figure out kind of quickly.
Çünkü bana güveniyor ve yapacak başka bir şeyimiz olmadığını söyleyene kadar… bundan yararlanmayacağım.
Because he trusts me, and I'm not gonna take advantage of that until you tell me that there's nothing else we can do.
Çünkü bana güveniyor ve yapacak başka bir şeyimiz olmadığını söyleyene kadar… bundan yararlanmayacağım.
Until you tell me that there's nothing else we can do. I won't take advantage of that.
Çünkü bana güveniyor ve yapacak başka bir şeyimiz olmadığını söyleyene kadar… bundan yararlanmayacağım.
That there's nothing else we can do. and I'm not gonna take advantage of that until you tell me- Because he trusts me.
Burada gerçekten güzel olan başka bir şeyimiz,… bazı oftalmolojik -göz cerrahi- aletler var mesela,
The other thing we have here, which is really nice, is we have some ophthalmological instruments, for instance it's a hook,
Başka bir şey oldu mu?
What else happened?
Başka bir şey denemek istiyorum. Başka bir yere gitmek.
I would like to try something different, get off somewhere.
Tiffany onu gördüğünde 911i aramaktan başka bir şey yapmaya korktuğunu söyledi.
Tiffany said she was too freaked out when she saw her to do anything except dial 911.
Sana yaptığımdan başka bir şey söylemek zorunda değilim.
I don't have to tell you anything except I did it.
Onlarla konuşmak istediğimden başka bir şey söyleme.
Don't say anything except I wanna talk to'em.
Tamamdır, Miss Marple^, başka bir şey buldun mu?
Okay, Miss Marple, what else you got?
Results: 50, Time: 0.0551

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English