Examples of using Bir şeyler yaparken in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Otobüs beklerken, bir şeyler yaparken.
Daha önce bu kadar hindiyi bir arada bir şeyler yaparken görmemiştim.
Bazı ritüeller. Ve büyükbabamı bir şeyler yaparken gördüm.
Uyarıldın. Eğer seni düğününle ilgili… bir şeyler yaparken yakalarsam.
Şimdiye kadar kimse, beni, kendimle bir şeyler yaparken yakalayamadı.
Bilmiyorum, geçmişe baktığımda, onun bir şeyler yaparken görmek hoşuma gidiyordu babam öldükten sonra okula dönmesi mesela.
Evreni tamamen süpriz bir şeyler yaparken görme şansına sahip olmak muazzam bir şey. .
Sizi daha önce hiç, olay yerinde bir şeyler yaparken görmemiştim, bu pek iyi bir cümle olmadı.
Yani sabah arenada bir şeyler yaparken, sonrasında sahnede bir şeyler yapıyorlar gibi.
Benle birbirimizi artık olabildiğince iyi tanıyoruz. Onunla bir şeyler yaparken oldukça rahatım.
Herkes hayatta bir şeyler yaparken ben hiçbir işe yaramayan sefil birine döndüm.
Güzel şapka, itaatkâr eş ve bir şeyler yaparken'' Amiral Ackbar!'' diye bağırma hakkım mı olacak?
Birçok yeni insanla tanışıp bir şeyler yaparken… sürekli düşük seviye anksiyete halindesin.
Birçok yeni insanla tanışıp bir şeyler yaparken… sürekli düşük seviye anksiyete halindesin.
Kendinizi bir şeyler yaparken buluyorsunuz, ama neden olduğu hakkında bir fikriniz olmuyor. ama yine de yapıyorsunuz.
Evet, sürekli çocuklara katılmam için çabalar durur… eğlenceli bir şeyler yaparken.
Düşmanınız ya da sizi uygunsuz, hatta utanç verici bir şeyler yaparken yakalamak isteyen birileri var mı?
Çünkü bu, bir kez onların sorunu olursa onları bu konuda bir şeyler yaparken bulursunuz.
Çünkü bu, bir kez onların sorunu olursa onları bu konuda bir şeyler yaparken bulursunuz.
utanç verici… bir şeyler yaparken yakalamak isteyen birileri var mı?