BIR BÖLÜMÜNÜ in English translation

part
yarı
kısmen
bir parçasi
kısmı
bir parçası
bölüm
rolü
dahil
tarafı
bölümünü
of
biri
var
yerine
dolu
yüzünden
oluşan
dışında
dair
dolayı
ait
section
kısım
bölge
şube
bölük
bölüm
bölümünü
reyonu
paragraf
episode
nöbet
bölüm
bölümünü
the
dizisinin
a portion
bir pay
bir parça
bir nasip
bir kısmı
bir bölümünü
bir bölüm
porsiyonu
bir nasib
bir payı
a chapter
bir sure
bir bölüm
bir bölümünü
ilgili bölüm
segment
bölümü
kısmı
bölümünü
parçası
doğru parçası
parts
yarı
kısmen
bir parçasi
kısmı
bir parçası
bölüm
rolü
dahil
tarafı
bölümünü
a fraction
bir kesir
bir kısmını
bir parça
bir bölümünü
bir kesiri
cüzi
division
bölük
lig
bölge
bölüm
tümeni
bölümünü
birimi
departmanı
şubesi
bölme

Examples of using Bir bölümünü in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ramayananın bir bölümünü unutmuşsun.
You forgot one chapter of the Ramayana.
Hayatının çok acı dolu bir bölümünü ona tekrar yaşamasını söylüyorsunuz.
You're asking him to relive a very painful chapter in his life.
Hayatının bir bölümünü kaybetmek nasıldır, bildiğim için.
I guess I just know what it's like to lose a part of your life.
Bir bölümünü kırabildim.
I broke off a section.
O, konuşmanın bir bölümünü unuttu ve bir süre uydurmak zorunda kaldı.
He forgot a section of the speech and had to improvise for a while.
Ülkemizin bir bölümünü çalmaya çalışıyorlar!
They are trying to steal a part of our country!
Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkar mı ediyorsunuz?
Do you then believe in a part of the Book and disbelieve another!
Sanki hafızasının bir bölümünü kaybetti.
It's as though he's lost a portion of his memory.
Barbekünüzün bir bölümünü size geri vereceğim.
I will give you a part of your barbecue back.
Bay Jackson, mal varlığının bir bölümünü eski karısına verildiği görülüyor.
Mr. Jackson, this division of assets overwhelmingly favors your ex-wife.
Sanırım bacağın bir bölümünü almaları gerekir.
They think they have to take part of the leg off.
Sana bir bölümünü okumayı çok isterim.
I would like to read a passage for you.
Böylece haritanın bir bölümünü kendilerine benzeyen… farklı bir şehirden gönderirlerdi.
From a different city that looked like theirs. So they would send a section of a map.
Bir bölümünü yerel telefon kulelerinin birindeki… hafızadan kurtardım.
Memory cache. I recovered a piece of it from the local cell tower's.
Albay Hodges, savunmasının bir bölümünü Albay Childersin… savaş deneyimi üzerine kurdu.
Colonel Hodges made Colonel Childers' combat experience… part of his defense.
Bir bölümünü bile kaçırmadım.
Never missed an episode.
Bir bölümünü gizleriz. belki havlu gibi şeyle.
Maybe partially obscure it with a towel or a bathrobe or whatever.
Sana söylüyorum, kendimin bir bölümünü kaybetmiş gibi hissediyorum.
I tell ya, I feel like I have lost a part of myself.
Siz Seinfeldin bir bölümünü hatırlıyorsunuz.- Hayranlar.
You guys are remembering an episode of Seinfeld.- The fans.
Siz Seinfeldin bir bölümünü hatırlıyorsunuz.- Hayranlar.
Guys…- The fans. You guys are remembering an episode of Seinfeld.
Results: 362, Time: 0.0747

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English