Examples of using Bir davet in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu mecburi bir davet değil.
Uzunbacaklı, soylulara ateşkes görüşmeleri için… bir davet çıkardı.
Jarvis, herhangi bir davet aldık mı?
Jarvis, we get an invite for that?Şimdi, personel bulmanın bir yolu parti için bir davet yazmak.
Now, one way to get staffed… is to write an invite for the party.Doktor Connors bana açık bir davet verdi.
Doc Connors gave me an open invite.Bu bir davet değil.
Bu bir davet değildi.
THAT WASN'T AN INVITATION.Güzel bir davet, Bill.
Benim için bir davet vermeni istiyorum.
Yani bir davet.
So it's an invitation.Bu bir davet.
It's a luncheon.Bu bir davet.
It's a call-back.Bu bir davet mektubu mu?
It's an invitation letter?Bu bir davet.
This is an invitation.Meredithe Jimden bir davet var.
Meredith has an evite from Jim.Hannahın partisine bir davet!
An invite to Hannah's party!Arkadaşım başka bir davet daha veriyor.
Ve partiye bir davet kazanmış olduğumu biliyorsun.
And you know I have earned an invite to the party.Beyaz Sarayda bir davet değil.
It's not dinner at the White House.Güzel bir davet, ha?
Nice party, huh?
