Examples of using Bir yere in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hayatta mükemmeliyete yakın bir yere geldiğiniz zaman şanslı olacaksınız!
Bir sürü yere Stil. Nereye gidiyorsun?
Yüksek bir yere çıkmalıyız.
Ama yukarıdan izin almadan sizi başka bir yere götüremem.
But I cannot take you anywhere else without permission from upstairs.Sahiden. İsviçre ya da İsveç gibi bir yere gidemez miyiz?
Really, couldn't we go someplace like Switzerland or Sweden?Bay Uyku, onun daha tanıdık bir yere gitmiş olabileceğini söylüyor… işine.
Mr. Sleep suggests he may go to places familiar… his job.Yüksek bir yere git.
Go to high ground.Sanırım satmak için yeni bir yere ihtiyacım var.
evden ayrılma, bir yere gitme.
don't go anywhere.Önden parasını veriyorlar sonra da medeni bir yere götürüp satıyorlar.
Take it someplace civilized and sell it. They pay up front for it.Daha önce bir sürü yere bakmıştı.
I know he's been looking at a lot of places.Yüksek bir yere çıkıp tepeden izleyeceğim.
I'm gonna grab some high ground, get a hot overhead angle.Gidecek durumda değilsiniz. Yatak dışında bir yere.
You're in no shape to go anywhere but back to bed.Tamam. Mrs Asheri güvenli bir yere götürelim.
Someplace safe. Okay. We would better get Mrs. Asher.Bir yere girmek için kimliğe ihtiyacım yok. Bana baksana.
Look at me. I don't need an ID to get into places.Yüksek bir yere.
High ground.Bu anın tadını çıkartana kadar bir yere gitmiyorum.
I'm not leaving this spot till you take a moment to appreciate this.Test sonuçlarını alana kadar bir yere gitmiyoruz.
We're not going anywhere until we get those test results.Benimle olursun. Şehir dışına çıkarız, sıcak bir yere.
You would do it with me. We could move out of the city, someplace warm.
