Examples of using Yere in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yere su döküyorsunuz.
O hayaller ülkesi yere çıktı. Bilmiyorum.
Evet. Leydi Blackwoodun hayaletini geldiği yere geri gönderdim!
Hayır, ticari. Tatillerde ve eşyalar için yere ihtiyacımız vardı.
Bilmiyorum bir yere gitmeleri gerektiğini söyledi.
Kokomo'' şarkısındaki her yere uğramaya çalışıyor.
Yere imza atmak için ismini göremedim.
Başka yere gidersek, farklı olacak ama güzel olmayabilir.
Evet. Leydi Blackwoodun hayaletini geldiği yere geri gönderdim!
Biliyorum daire küçük, fakat fazla yere ihtiyacım olmuyor.
Gidip bir yere otursak ve konuşsak olmaz mı?
Aksi takdirde, uyuduğunuz anda o diğer yere geri dönersiniz.
Pencerede bir yere dokun ve bana tarif et.
Çalıştığım yere gelir ve sadece denersin.
Başka yere gitsen ne değişecek ki?
daha fazla yere ihtiyacım var.
Bir yere gittiğimizde bana kapıyı açardı. Tatlıydı ve de zeki.
Ama gittiğim yere ayaklarımın üstünde gideceğim.
Tam bu yere, kanepenin üstüne koyarsam?
Ne? Her yere o çılgın yılanları çizerdin eskiden.