Examples of using Bir hakikat in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bunda da sana bir hakikat, müminlere de bir öğüt ve ibret gelmiştir.
Samimi bir hakikat arayıcısı için uyuşturucuyla deneyler yapmak bazı kapıları açabilir,
Bir hakikat ve güzellik anındaki tüm heyecanı… size anlatmayı ne kadar çok isterim.
Bir hakikat ve güzellik anındaki tüm heyecanı… size anlatmayı ne kadar çok isterim.
İnternette bulduğum bir röportajında…'' Her sahte eserde daima saklı bir hakikat vardır'' demişsin.
Yine de, Aristo ikinci Poetika kitabını bir hakikat aracı olarak komediye adadı.
Varlığın özü olan, buğday tanesine kazınmış çizgiden bahseder. Bir hakikat ehli.
Bunda da sana bir hakikat, müminlere de bir öğüt
sana kıssa olarak anlatıyoruz. Bunda da sana bir hakikat, müminlere de bir öğüt ve ibret gelmiştir.
Peygamberlik Ruhu( temel inanç 18)- Ellen G. Whiteın hizmetine yaygın olarak'' Peygamberlik Ruhu'' adı verilir ve yazıları“ sürekli ve yetkin bir hakikat kaynağı” olarak kabul edilir, ancak nihaî olarak Kitab-ı Mukaddese tâbidirler.
En güçlü adamın ve en güzel kadının paylaştığı bir hakikate.
Cumhuriyet bir hakikatmiş gibi davranmalıyız. Michael.
Ama senin tek bir hakikatin var.
Sadece bir hakikatmiş gibi yazılmış.
Ama senin tek bir hakikatin var.
Hayır, sadece bir hakikati.
Tura daha fazla şehir eklemek istiyorum. Sen bir hakikatçisin!
Tura daha fazla şehir eklemek istiyorum. Sen bir hakikatçisin!
Yaşadığımız yerden, karadan çok çok uzaklarda okyanus bizim için başka bir hakikati gizliyor.
resmi ile lanetlenmişler için vudu ölümü bir hakikattir.