Examples of using Bir hedefi in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Seneden beri ilk kez bir hedefi ıskaladı.
O sadece Peso Kid yerine, beni Warbonnetin bir hedefi haline getirdiğinden emin.
Michael Stone, zannedersek zaten bir hedefi var.
Büyük MOSSAD girişiminin bir hedefi.
Dostumuz yıldızları değil de bir hedefi çiziyormuş.
Bu yayı, 300 metre uzakta bir hedefi öldürecek şekilde yaptırdım.
Önemli olan tek şey, arama ekiplerinin bir hedefi olması.
Bedelini ödeyecek. Sara, bir hedefi ıskaladı.
Çocuğun söylediğine göre, Reedin başka bir hedefi var, gıcık olduğu birisi.
Birçok insanın hayatta bir hedefi var gibi gözükür, ama hedefi olmayanlara ne olur?
O kadar ufak bir hedefi vurabiliyorsa onu bizim tarafa almalıyız.
ABye tam üyelik İsviçre hükûmetindeki bazı üyelerin uzun dönemli bir hedefi olsa da, buna karşı başta muhafazakar SVP tarafından desteklenen hatırı sayılır bir karşı çıkış vardır.
Wilson her askere bin kilometreden insan ebatlarında bir hedefi nasıl vuracaklarını daha temel eğitimdeyken öğretirler.
Bu başkan denen adamın tek bir hedefi var o da, Gladesi silah zoruyla yönetebilmek için kaos yaratmak.
Dünyadaki yaşamımızın yegane tek bir hedefi ve amacı var, fiziksel bedenimizi enerji bedenimiz ile tanımlamak.
Evet birinci devrimin kimyasalları satmak gibi gizli bir hedefi vardı, fakat esas hedefi gıda temin etmekti,
Eğer hâlâ özel bir hedefi varsa saldırmak için uzun süre beklemeyecektir
Kredinin zor durumdaki hazineye yardım etmekten başka bir hedefi daha vardı: