BIR INSANIN HAYATININ in English translation

human life
insan hayatını
insan yaşamını
bir insanın hayatını
bir insanın canını
i̇nsan ömrünü
insan hayati
insan canı
of a man's life

Examples of using Bir insanın hayatının in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bir insanın hayatı 1000 insanın hayatıyla bir değil.
One person's life is not worth a thousand.
Neden bir insanın hayatını kurtardığını anlayamıyorum.
I just can't understand why you would save a human life.
Ancak teknik bir insanın hayatını riske atacak kadar sağlam değil.
But the technique is not sound enough to risk a man's life.
Bir insanın hayatını değiştirecek kadar dinamit taşımak için küçük bir tren.
It's an awful little train to carry enough dynamite to change a person's life.
Senin için bir insanın hayatını korumak önemli değil mi?
Would it matter that you might be saving a human life?
Bir insanın hayatını alan öfke, kaza veya delilik değildi.
It wasn't rage or accident or insanity that took that man's life.
Bir insanın hayatını değiştirecek kadar dinamit taşımak için küçük bir tren.
To carry enough dynamite to change a person's life. It's an awful little train.
Senin kaderin tek bir insanın hayatından çok daha önemli.
Your destiny is far greater than saving one human life.
Burada bir insanın hayatından söz ediyoruz, Dan.
We're talking about a man's life here, Dan.
Bir insanın hayatını kurtardığın zaman,- Çinliler derki.
The Chinese say once you have saved a person's life.
Görünüşe göre yalnızca tek bir insanın hayatını durağanlıkta tutmak için tasarlanmış.
It appears to be designed solely for the purposes of maintaining a single human life in stasis.
Hiçbir kelime bir insanın hayatını açıklayamaz.
I don't think any word can explain a man's life.
Çinliler derki bir insanın hayatını kurtardığın zaman.
The Chinese say if you save a person's life, you're responsible for it forever.
Bir başka insanın hayatı sonsuza kadar benim sorumluluğumda.
Another human life, and it's my responsibility, for ever.
Yani bir insanın hayatını kurtardığım için bir ödül almam gerekmiyor.
You know, I don't need an award for saving a man's life.
Bir insanın hayatını kurtardığın zaman,- Çinliler derki.
The Chinese say if you save a person's life, you're responsible for it forever.
Bu paket bir insanın hayatına değer mi?
Is this pack worth 1 human life.
Bir insanın hayatıyla oynama!
Don't play with a man's life!
Çinliler bir insanın hayatını bir kere kurtarınca… hayatınız boyunca ondan sorumlu olursunuz derler.
The Chinese say that once you have saved a person's life.
Eğer bir insanın hayatı tehlikedeyse falan.
If a human life's in danger and so forth.
Results: 42, Time: 0.033

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English