BIR PARTIYI in English translation

a party
parti
bir grup
bir zümre
bir topluluk

Examples of using Bir partiyi in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Harika bir partiyi kaçırmışız.
We missed one hell of a party.
Hiç gitmediğin bir partiyi izlemenin neresi güzel olabilir ki?
What good is watchin' the party if you never get to go?
Bu gece Babilôniadaki bir partiyi kolaçan etmeni istiyorum.
I want you to watch the party at Babilonia.
David, muhabir arkadaşıma harika bir partiyi kaçırdığını anlatıyordum.
David, I have been telling my reporter friend here that you missed a hell of a reception.
Sizi bilmem ama, ben bir partiyi kaçırıyormuşum gibi hissediyorum.
Don't know about you but I feel I'm missing out on a party.
Ve birileri onları da kapatırsa, bu bir partiyi kapatmak anlamında gelir.
It means that if someone closes them down, they're closing down the party.
Jimmy, acayip bir partiyi kaçırdın.
Jimmy, you missed a hell of a party.
Bunun için harika bir partiyi bıraktık.
Are you… we left a perfectly good party for this.
Nerede olduğunu bilmiyorum ama harika bir partiyi kaçırıyor.
I don't know where he's at, but he's missing one heck of a party.
Görünüşe göre çok güzel bir partiyi kaçırdık.
Looks like we missed a hell of a party.
Yapacak bir işim var bir partiyi hak eden, çok çalışkan bir bayan için.
I got a job to do… for a hardworking lady that deserves a party.
Yapacak bir işim var… bir partiyi hak eden, çok çalışkan bir bayan için.
For a hardworking lady that deserves a party. I got a job to do.
onları tanıyan biriyle tanışabileceğini düşündüğü bir partiyi… Sidney, sen hiç Nixon ya da Vesco ile.
Vesco… Sidney, you ever hear of somebody turning down a party.
Ve o ezikler bizi bütün bir yaz dışlayacaksa bir partiyi hak ettik demektir.
And if we're gonna be marooned with these losers all summer, then we deserve a party.
Ve o ezikler bizi bütün bir yaz dışlayacaksa bir partiyi hak ettik demektir.
Then we deserve a party. And if we're gonna be marooned with these losers all summer.
Yani ünlü insanların bulunduğu harika bir partiyi… Chuck Bennett ve küvet içkileri yüzünden kaçıracak mıyız?
For Chuck Bennett and his bathtub hooch? So we're gonna miss a really great famous-person party.
George Harrison şarkının sekiz saat boyunca duraksız çalındığı 1959 yılında katıldığı gece boyu devam eden bir partiyi hatırladı:'' Hiç dinlemediğim en iyi ses kayıtlarından biriydi.
George Harrison remembered an all-night party he attended in 1959 where the song was played for eight hours non-stop:"It was one of the best records I ever heard.
Bak, burada olmayı hiç istemiyorum. Belli ki enteresan bir partiyi bölüyorum. Bu yüzden direkt sadede geleceğim.
Look, I really don't want to be here, and I'm obviously interrupting a super weird party, so I will get right to the point.
Dükkandan satın alınmış insan kıçına değmemiş çok kaliteli içkilerin olduğu harika bir partiyi kaçıracağız.
We're gonna miss a really great party with top-shelf booze, purchased from a store, untouched by human buttocks.
Onunla şiddet içeren bir ilişkin vardı ve Derekle aynı anda bir partiyi terk ettin ve o ölü bulundu.
You had a volatile relationship with him, you left the party the same time that Derek left, and then he turned up dead.
Results: 193, Time: 0.0212

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English