Examples of using Bir sevkiyat in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Çarşamba günü bir sevkiyat var! Tamam!
Nasıl bir sevkiyat?
Bu akşam 20.30da Rand Rıhtımında bir sevkiyat var.
First Nationala hazineden 300,000$ lık bir sevkiyat geliyor.
Yarbay Kalumba… bu sabah petrol deposuna bir sevkiyat bekliyor.
Öyle mi? Bana bir sevkiyat gelecek demişti.
Öyle mi? Bana bir sevkiyat gelecek demişti.
Hediyelerimizi ve teklifimizi kabul et, yarın ücretsiz bir sevkiyat olacak.
Öyle mi? Bana bir sevkiyat gelecek demişti?
Şayet benzer bir sevkiyat için sizi yine aramak zorunda kalırsam… Özür dilerim, bu hafta sonu yoğunuz.
Federasyonun önemli bir sevkiyat güzergahı olan bu gezengendeki iki grup arasındaki düşmanlığın son günlerde şiddetlenmesi endişe verici.
Hem antiviraller hem de bir araştırma merkezinden insan gribi virüsü içeren bir sevkiyat Albanydeki bir laboratuvara yönlendirilmiş. O günden beri laboratuvarın kapı duvar.
Koluna bağlı baltası vardı.- Bir sevkiyat kamyonuyla gitti.- Ne türde?
Dixon onunla Rioya gitmemi John Herlihy adında bir sevkiyat müdürü kılığına girmemi istedi.
Geçen ay Star Cityden Gladesteki mühürlenmiş bir eve… kimliği belirsiz biri adına bir sevkiyat yapılmış.
Balistik kurtarılan silahları eşleştirdi. Bir sevkiyat sırasında Liber8 tarafından çalınan silahlarmış.
Geçen hafta, MP5ler, SUV ve Hamedi şehir merkezinde, ekonomik kalkınma konferansında öldürme emri içeren bir sevkiyat aldılar.
Bir sevkiyat daha.
Büyük bir sevkiyat.
Bir sevkiyat hazırla.