Examples of using Bulmak zorunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Cangıldaki rekabette hayatta kalmak için her hayvan kendi yolunu bulmak zorunda.
O, tatilde hastalandı ve bir doktor bulmak zorunda kaldı.
Beyaz, siyahın bölgesinde bir şeyler bulmak zorunda.
Çiftleştikten sonra dişi mavi Alcon kantaron otu bulmak zorunda.
Greenpeace isteksiz olan röportaj için Ben farklı bir yol bulmak zorunda cevaplar için.
Kooperatif bize kadın bulmak zorunda.
Mamacita buraya gelmemiz için taksi bulmak zorunda kaldı!
Tom başka bir yol bulmak zorunda kaldı.
Babamın kuzenleri, beni yetiştirecek insanlar bulmak zorunda kalmış.
Ve babamın kuzenleri beni büyütecek birilerini bulmak zorunda kalmışlar.
Ben bir gönül macerasından doğmuşum… ve babamın kuzenleri beni büyütecek birilerini bulmak zorunda kalmışlar.
Önce bizi bulmak zorunda o zaman.
Ev bulmak zorunda kalacağımi okul
Başka birini bulmak zorunda kalacaksın.
Kurtları bulmak zorunda.
Piperı kendim bulmak zorunda kalacağım.
Başka birini bulmak zorunda kalacaksın.
Kocan için bir cariye bulmak zorunda kalman çok yazık.
Kupayı bulmak zorunda.
Eş bulmak zorunda.