BULMAYA ÇALIŞMAK in English translation

trying to find
bulmaya çalış
bulmaya çalışırım
bulmayı dene
bulmayı deneyin
trying to figure out
anlamaya çalışmalıyız
çözmeye çalış
bulmaya çalışın
çözmeye çalışırken
try to find
bulmaya çalış
bulmaya çalışırım
bulmayı dene
bulmayı deneyin

Examples of using Bulmaya çalışmak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yani, tatlı ve çok korkutucu olmayan birini Bir deli bilim adamı olmak için, evet. bulmaya çalışmak çok zor.
To be a mad scientist, yeah. I mean, it's really hard trying to find someone who's sweet and unthreatening enough.
Efsane, oraya giden herkesin vardır Ve onları bulmaya çalışmak onları geri gelmez.
Legend has it that anyone who goes out there and tries to find them doesn't come back.
Yaptığın şeyi anlattılar… Parayı takip etmek polislere parayı ödeyenleri bulmaya çalışmak.
The boys told me about what you did, following the money trail, trying to track down who the cops paid off.
hayatta tek değerli şey bir şeyin sonuna kadar gitmek onun anlamını bulmaya çalışmak.
what the mission is, but the only worthwhile thing in life is to ride it to the end, try to find out the meaning of it all.
Bir dergiden bir sayfadan başka bir şey olmayan bir adamı bulmaya çalışmak… Daha fazlası var.
There is something more. To try to find one man with nothing more than a page from a journal.
Bir dergiden bir sayfadan başka bir şey olmayan bir adamı bulmaya çalışmak… Daha fazlası var.
With nothing more to go on There is something more. than a page from an old journal… To try to find one man.
Bir dergiden bir sayfadan başka bir şey olmayan bir adamı bulmaya çalışmak… Daha fazlası var.
But you're trying to try to find one man… there is something more. with nothing more to go on than a page from an old journal.
Kendime, alçak bir sesle korkmamam gerektiğini söyledim… ki korkmuş olmak tehlikeliydi… paniklemeye başlamak, bir çıkış yolu bulmaya çalışmak.
I told myself in a low voice that it was dangerous that I shouldn't be afraid… to try to find a way out… to become afraid… to start panicking.
Söylemeliyim ki… seni internet olmadan bulmaya çalışmak hiç kolay değildi.
You know, I gotta say, not the easiest thing trying to find you without the Internet.
Esas yapmak istediğim, bu yeni verileri kullanarak neyin HIV salgınını hızlandırıp yavaşlattığını bulmaya çalışmak.
What I really want to do, is I want to use this new data to try to figure out what makes the HIV epidemic grow faster or slower.
Kızımız seni sorup duruyor keşke masum sorular olduğunu söyleyebilseydim, söylediğin ninnileri bulmaya çalışmak yada üzgün olduğunda yaptığın kurabiyeler gibi.
Our daughter's been asking about you. I wish I could say they were innocent questions, such as trying to find out what lullabies you sang or what cookies you made when she was sad.
Kendini bulmaya çalışmak,'' nefes almaya'' çalışmak, ve işçilere destek olmayı istemekle ilgili, bütün o konuşmalar, bunlar öylece… kaybolacak mı?
And all that talk about trying to find yourself, trying to"breathe" and… wanting to taking a stand for the workers, that just… goes away?
hayallerime devam etmek için farklı bir yol bulmaya çalışmak yerine sadece bıraktım, vazgeçtim.
just going through the motions, instead of trying to find a different way to continue that dream, I just quit, I gave up.
doğanın sesleri- konsantrasyonun özünü bulmaya çalışmak, o anında bulunmak.
sounds of nature-- trying to find the essence of concentration, being in the moment.
Ağlamak ya da bağırmak ya da duvarları yumruklamak. Kendime, alçak bir sesle korkmamam gerektiğini söyledim… ki korkmuş olmak tehlikeliydi… paniklemeye başlamak, bir çıkış yolu bulmaya çalışmak.
I told myself in a low voice that I shouldn't be afraid… that it was dangerous to become afraid… to start panicking, to try to find a way out… to cry or shout or pound the walls.
Ağlamak ya da bağırmak ya da duvarları yumruklamak. Kendime, alçak bir sesle korkmamam gerektiğini söyledim… ki korkmuş olmak tehlikeliydi… paniklemeye başlamak, bir çıkış yolu bulmaya çalışmak.
To start panicking, to try to find a way out… to cry or shout or pound the walls. that it was dangerous to become afraid… I told myself in a low voice that I shouldn't be afraid.
Ağlamak ya da bağırmak ya da duvarları yumruklamak. Kendime, alçak bir sesle korkmamam gerektiğini söyledim… ki korkmuş olmak tehlikeliydi… paniklemeye başlamak, bir çıkış yolu bulmaya çalışmak.
To start panicking, to try to find a way out… that it was dangerous to become afraid… I told myself in a low voice that I shouldn't be afraid… to cry or shout or pound the walls.
Bulmaya çalışmak mı?
Try to find him?
Seni bulmaya çalışmak için.
To try and find you.
Bulmaya çalışmak ister misin?
You wanna try to find it?
Results: 4897, Time: 0.0369

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English