BUNUN BIR ÖNEMI in English translation

that matters
önemli olan
önemi var ki
fark eder ki
bu konuyu
bu meseleyi
o mesele
bu hususun
that means
bunun anlamı
demek bu
anlama geliyor bu
yani bu
yani o
bunun manası
o acımasız
o zalim
ifade ediyor bu
importance that
bunun bir önemi
that count
bu sayılır
önemli olan
o sayılır
that does
yapacaksın ki
bunları yapmak için
öyle mi

Examples of using Bunun bir önemi in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bunun bir önemi yok.
There's no point in this.
Alvin, bunun bir önemi yok. Alvin.
Alvin… Alvin, i-it don't make no difference.
Bunun bir önemi var mı?
Does that count for anything?
Tabii bunun bir önemi yok.
Not that that's important.
Bunun bir önemi yok.
Bence artık bunun bir önemi yok.
I don't think it matters anymore.
Bunun bir önemi yok.
Don't think that important.
Eğer seni öldürseydim, bunun bir önemi olur muydu?
If I had killed you, would it have mattered?
Kararlarım hoşuna gitmeyebilir, ama sakın bunun bir önemi olduğunu düşünme.
You may not agree, but don't think for a moment that that matters.
Tamamiyle kazaydı ama artık bunun bir önemi kalmamıştı.
It was a total accident, but, oh, that didn't matter.
Onu öldüren asıl kişiyi yakalamanızdan sonra bunun bir önemi kalmayacak sandım.
I thought it wouldn't matter once you caught who killed her.
Senin kızın olmadığıma karar verdiğin için bunun bir önemi de yok.
Not that it matters, since you have decided I'm no longer your daughter.
Senin kızın olmadığıma karar verdiğin için bunun bir önemi de yok.
Since you have decided I'm no longer your daughter. Not that it matters.
Yeni doğanlar daha güçlüdür ama bunun bir önemi yok.
Newborns are stronger but it matters not.
Yeni doğanlar daha güçlüdür ama bunun bir önemi yok.
新复活的强壮些 可这无所谓 Newborns are stronger but it matters not.
Eğer savcılık işini yapışını soruşturmayı planlamıyorsa bunun bir önemi yok.
It doesn't matter, so unless he plans.
Ve eğer reytingleri yükseltemezsek bunun bir önemi kalmayacak.
And if we can't keep the ratings going up, it's not gonna matter.
Bunun bir önemi yoksa, o zaman ne giyeceğini neden bilmek istiyorsun?
If it doesn't matter, then why do you need to know what to wear?
Reese ve Hersh Finchi kurtarmaya çalışıyor. Ama Samaritan hepimizi öldürürse bunun bir önemi kalmayacak.
Reese and Hersh are trying to save Finch, but that won't matter if Samaritan kills us all.
Dışarı çıkamazsın. Kopyacılar çekirdeğe ulaşırsa bunun bir önemi kalmaz.
You won't be able to get out. If the Replicators make it into the core, it's not gonna matter.
Results: 57, Time: 0.0573

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English