Examples of using Dürüstsün in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Çok dürüstsün, Clarice.
Sen dürüstsün ve diğer insanların acılarına empati duyuyorsun. -Evet.
You're honest and you easily empathize with other people's pain.- Yeah.Sen dürüstsün ve diğer insanların acılarına empati duyuyorsun. -Evet.
Yes. You're honest, and you're highly empathetic toward other people's pain.Çok dürüstsün, Clarice. On yaşındaydım.
I was ten years old. You're very frank, Clarice.Çok dürüstsün, Clarice. On yasindaydim.
You"re very frank, Clarice. I was ten years old.Çok dürüstsün, Clarice. On yaşındaydım.
I was 10 years old. You're very frank, Clarice.Çok dürüstsün, Clarice. On yaşındaydım.
You're very frank, Clarice. I was ten years old.Dürüstsün.- Baştan anlat.
Çok dürüstsün, Clarice. On yaşındaydım.
You're very frank, Clarice. I was 10 years old.Dürüstsün. Mahalleyi biliyorsun.
You're honest. You know the neighborhood.Sen dürüstsün ve açık sözlüsün.
Sen Bay Dürüstsün, değil mi?
You're Mr. Straight-Arrow, right?O konuda çok dürüstsün Gibbs.
Evet öylesin çünkü dürüstsün.
Yes, because You are honest.Çok dürüstsün.
Sen dürüstsün.
You're truthful.En azından dürüstsün.
At least it's honest.En azından dürüstsün.
At least that's honest.Sen dürüstsün.
You are direct.Şimdi daha dürüstsün.
You're being honest now.
