Examples of using Dans ettiği in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Babanın küçük prensesiyle dans ettiği an yok mu… Babamın elimi tuttuğunu hatırlıyorum da.
Hayır, Cafe Polktta dans ettiği o kızlar değil.
Hayır, Cafe Polktta dans ettiği o kızlar değil.
Ona bira servisi yapan barmen ve kentin eski yerlerinde bir lokalde dans ettiği iki kız.
Tek bildiğimiz şu an bizim önümüzde gerzek gibi dans ettiği.
St. Vitusun bilek kemiğini isteyen var mı, üzerinde dans ettiği?
Bilirsin, onunla dans ettiği kız?
Köylülerin, büyük bir ateşin etrafında dans ettiği Yamana Ateş Festivalini hiç duymadın mı?
Posta gazetesi, Simgenin transparan bir kıyafetle dans ettiği sahnelerin sosyal medyada pek çok kez Britney Spearsın'' Toxic''( 2004) klibine benzetildiğini yazdı.
koroda şarkı söylediği ve dans ettiği roller ile William Shakespeare karakterleri Juliet Capulet ve Ophelia da dahil olmak üzere, 300 civarında rolde oynadı.
Köylülerin, büyük bir ateşin etrafında dans ettiği… Yamana Ateş Festivalini hiç duymadın mı?
Buraya kadar çocuklar! Tanrının dans ettiği zenci kökenli müziği çaldık, Tanrının siyah olduğunu varsayarak, kimse ona bakmazken.
koroda şarkı söylediği ve dans ettiği roller ile William Shakespeare karakterleri Juliet Capulet ve Ophelia da dahil olmak üzere, 300 civarında rolde oynadı.
Köylülerin, büyük bir ateşin etrafında dans ettiği… Yamana Ateş Festivalini hiç duymadın mı?
Shakruh Khanın dans ettiği düğün Madam Chandanın yönettiği düğündür.
Herkesin şarkı söyleyip dans ettiği ve bütün gün Neşeli Girdap içtiği… eğlenceli bir yer midir?
Rüzgârın, ağaç dallarıyla dans ettiği… gölün yüzeyine leopar desenli ışığın aksettiği bir yer.
Benimle gel buralara, gölgelerin dans ettiği… bir nefes uzaklıktaki maceralara.
Benimle gel buralara, gölgelerin dans ettiği… bir nefes uzaklıktaki maceralara.
kimse ona bakmazken, Tanrının dans ettiği zenci kökenli müziği çaldık!