DAVRANIŞINI in English translation

behavior
davranış
hal
hareketler
tavrı
behaviour
davranış
hareketleri
tavırlarını
attitude
tavır
davranış
yaklaşım
tutum
tutumunu
act
hareket
rol
davranın
davranıyorsun
davranış
sahne
davran
yasası
eylemi
gösterisi
conduct
davranış
yürütmek
idare
yapmak
gerçekleştirin
yürütülüşüyle
way
böyle
mümkün
öyle
yolu
taraftan
şekilde
bir yol
imkanı
yöne
şekli
gesture
jest
hareket
davranış
mimikleri
işareti
bir göstergesi
manner
türlü
biçim
şekilde
tavırlar
tarzı
davranışları
adabının
bir tavırla
görgü kuralları
üslupta
behaviors
davranış
hal
hareketler
tavrı
actions
aksiyon
hareket
eylem
motor
olay
faaliyet
müdahale
işlem
önlem
harekat

Examples of using Davranışını in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Tomun davranışını değiştirmesi gerekiyor.
Tom needs to change his behavior.
Davranışını gördün mü?
Did you see his attitude?
Kıskançlığın davranışını kontrol etmesine izin verme!
Don't let envy control your behaviour!
Davranışını haklı çıkar, haydi, bunların hepsi olduğunda orada olmanı haklı çıkar.
Justify your attitude, come on, justify being there when it all happened.
Davranışını onaylıyor musunuz?
You approve of his behavior?
Davranışını da açıklar.
It explains his behavior, too.
Lex, davranışını mazur gösterme ihtiyacı duyduğunu biliyorum ama ben.
Lex, I understand that you need… to excuse your behavior, but I.
Birçok davranışını görmezden geldim.
I have overlooked a lot of your behavior.
Açıkcası davranışını anlamıyorum, Gergo.
I honestly don't understand your conduct, Gergo.
Bu davranışını Japonlara sakla.- Ona dokunma!
Don't touch him! Save your attitude for the Japs!
Bazıları bu davranışını Vietnamda pilotluk yaptıktan sonra yaşadığı strese bağlıyor.
From his service as a pilot in Vietnam. Some people attribute his behaviour to post-traumatic stress.
Berkowitz de kadınların ona davranışını veya ailesindeki yerini kontrol edemiyor.
And Berkowitz can't control how women treat him or how he fits into his family.
Berkowitz de kadınların ona davranışını veya ailesindeki yerini kontrol edemiyor.
Or how he fits into his family. And Berkowitz can't control how women treat him.
Davranışını anlaman için, yazılımını anlaman gerekir.
You have to understand the software. To understand the behavior.
Davranışını anlaman için, yazılımını anlaman gerekir.
To understand the behavior, you have to understand the software.
Gardiyan kişinin davranışını, ve yaptıkIarını izIer.
The guardian observes the resident's attitude, behaviour and production.
Genç hanım… davranışını oldukça sorumsuz buluyorum.
I find your behavior quite reckless. You know, young lady.
Davranışını açıklayabilecek tek şey bu, bir çeşit zihinsel aberasyon.
That's the only thing that could explain his behavior, some mental aberration.
Sakinleş. Aksi halde bu davranışını duygusal yetersizlik olarak kabul edeceğim.
Or I will take your behaviour as emotional immaturity. Calm down,- That's enough.
Sakinleş. Aksi halde bu davranışını duygusal yetersizlik olarak kabul edeceğim.
That's enough. or I will take your behaviour as emotional immaturity. Calm down.
Results: 444, Time: 0.0572

Top dictionary queries

Turkish - English