DAVRANMAK in English translation

pretend
farz
davranın
taklit
yalandan
davran
numarası
gibi yap
farzet
varsay
act
hareket
rol
davranın
davranıyorsun
davranış
sahne
davran
yasası
eylemi
gösterisi
treat
tedavi
davranın
davranıyorsun
bir ziyafet
davran
ısmarlıyorum
muamelesi
ikram
ikramım
mama
behave
uslu
davranır
davranıyor
davranış
davranın
hareket
davran
uslu dur
terbiyeli
düzgün dur
acting
hareket
rol
davranın
davranıyorsun
davranış
sahne
davran
yasası
eylemi
gösterisi
impersonating
taklit
kılığına girmesi
taklidi
tread
lastik
davran
izi
bas
yürü
adımlarla
ayak
pretending
farz
davranın
taklit
yalandan
davran
numarası
gibi yap
farzet
varsay
treating
tedavi
davranın
davranıyorsun
bir ziyafet
davran
ısmarlıyorum
muamelesi
ikram
ikramım
mama
behaving
uslu
davranır
davranıyor
davranış
davranın
hareket
davran
uslu dur
terbiyeli
düzgün dur
acts
hareket
rol
davranın
davranıyorsun
davranış
sahne
davran
yasası
eylemi
gösterisi

Examples of using Davranmak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Çocuk gibi davranmak yerine yetişkin gibi davranmaya başlaman gerekiyor.
You need to start behaving like an adult instead of behaving like a child.
Maraya Audreymiş gibi davranmak, Audreyi geri getiren tek şey.
Treating Mara like Audrey is the only thing that's brought Audrey back.
Sürekli olmadığın gibi davranmak çok güçtür. Biliyorum.
I know. It's hard pretending to be what you're not all the time.
Artık hiç kimse böyle davranmak istemiyor.
Nobody wants acts like that anymore.
Diplomatların yaptığı gibi, tasmalı köpek gibi davranmak zorunda değiliz.
Not like diplomats who must behave like dogs on a leash.
Beş yaşındaki çocuk gibi davranmak bunu kazanmanı sağlar mı?
And you think that behaving like a spoiled five-year-old is the way to earn it?
Ona öyleymiş gibi davranmak da ihmalkârlığın daniskası.
Is negligence on a grand scale. And treating her as such.
Olmamış gibi davranmak yok olup gitmesini sağlamaz.
Pretending it didn't happen is not gonna make it go away.
Charlie McCarthy, artık hiç kimse böyle davranmak istemiyor.
Charlie McCarthy, Mortimer Snerd, nobody wants acts like that any more.
Şimdi bir erkek gibi davranmak zorundasın.
You have to behave like a man now.
Gruptan farklı davranmak toplumdan dışlanmanıza sebep olabilir.
Behaving differently from your group can make you an outcast.
Bir kadınla seks yapmaktan hoşlanıyor gibi davranmak muhtemelen o geceki ikinci harika performansımdı.
Pretending to enjoy sex with a woman was perhaps my second great performance that evening.
Birbirimize hayvanlar gibi değil de kardeş gibi davranmak.
Treating each other like brothers, and not like harmful animals.
Charlie McCarthy, artık hiç kimse böyle davranmak istemiyor.
Charlie McCarthy… nobody wants acts like that anymore.
Topluma uyum sağlamak istiyorsan uygun şekilde davranmak zorundasın.
And if you want to fit into society, you have to behave in a way that is accepted.
Acı kaybedenler gibi davranmak yerine yenilgiyi kabul etmenin lütfu yok mu?
Don't you have the grace to accept defeat instead of behaving like sore losers?
Nasıl hissettirdi, o evde yaşayıp, onun annesi gibi davranmak?
Pretending to be her mother? How did it feel living in that house?
Psiko ruh hali değişimlerinizden bahsediyorum ve bana bütün gün bok gibi davranmak.
I'm talking about your psycho mood swings and treating me like crap all day.
Fakat bazen başka seçeneğimiz olmaz ve onlardan daha kötü davranmak zorunda kalırız.
But sometimes we have no choice and we have to behave worse than them.
Deli olmamak ama yine de bir deli gibi davranmak.
Not being crazy and yet behaving like this it's worse than being crazy.
Results: 743, Time: 0.0442

Top dictionary queries

Turkish - English