Examples of using Egzersiz yapmaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
aynısını yaptı, ve tahliye edilmeden önce son bir defa egzersiz yapmaya başladılar.
Sana bir miktar aktaracağım-- mekiğe geri dönünceye… kadar nefesini tutarsın… ve hergün egzersiz yapmaya başlıyacağıma söz veririm.
Şey, ben… doğru beslenmeye, egzersiz yapmaya çalışıyorum… her ne kadar… bazen azıcık kabızlık yaşıyorum, bilirsin?
Birisi bu kısır döngüyü durdurmak zorunda kalacak Er ya da geç, partizan avantajı ve egzersiz yapmaya başlayın.
Sasha yeniden tamir dükkanında olduğundan bisiklet alıp biraz egzersiz yapmaya karar verdim.
Birisi bu kısır döngüyü durdurmak zorunda kalacak Er ya da geç, partizan avantajı ve egzersiz yapmaya başlayın.
Yeniden egzersiz yapmaya da başladım. Egzersiz yapmak güzel bir şey. Biliyorsunuz, sağlıklı da.
Egzersiz yapmaya çalışıyorum. Ama siz ikiniz beni daha da şişmanlatmaya çalışıyorsunuz!
Da Winters, çocuklara sağlık ve beslenme hakkında öğretmek ve onları egzersiz yapmaya teşvik etmek için tasarlanmış bir Çocuk TV dizisi olan Bloopys Buddieste oynadı.
En son geçirdiği kalp krizinden bu yana egzersiz yapmaya, dengeli beslenmeye
Artık 35. günümdeydim ve deneyin gittikçe sürdürmekte zorlandığım kuralı egzersiz yapmaya devam etmekti.
Egzersiz yapmaya başladım, beslenmeme dikkat ettim kafeini tekrar kestim
Biz sadece egzersiz yapmak için yer arıyan iki yaşlı kadınız.
Doktor egzersiz yapman lazım diyor!
Egzersiz yapmak da yasak değil ya.
Biraz egzersiz yapmalısın.
Egzersiz yapmak en az yemek yemek kadar önemlidir.
Egzersiz yap, kafeini kes sonu'' zepam'' ile biten tüm ilaçları al.
Egzersiz yapmak: üç parça.