Examples of using Emreden in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Suçu babana atıp ailene iftira atmamı emreden kişiydi.
Kaledeki adamlarımızdan biri… Heydriche Berline dönmesini emreden yazışmayı görmüş.
Samantha Cartera bana ihanet etmesini emreden oydu.
Cinayetleri emreden zanlı Ninagawa sorgulanıyor.
Üzgünüm. Nereye? Onu Virjinyaya göndermemizi emreden bir e-mail geldi.
İnsanların oklarla vurulmasını emreden sen değil miydin, baba?
Babanın suikastını emreden adamdan mı?
Braddickin vurulmasını emreden kişinin senin de ölmeni istediğini söyledi.
Braddickin vurulmasını emreden kişinin senin de ölmeni istediğini söyledi.
Anne! Kaçırmayı emreden oydu!
Anne! Kaçırmayı emreden oydu.
Düğününüze saldırılmasını emreden adam.
Gazın koyulmasını emreden o.
Bana çocuğu öldürmemi emreden kişi.
Park Gun-honun öldürülmesini emreden kişi olmalı.
Giuseppe Conlon'' un dosyalarinin Bana gÖsterilmesini emreden mahkeme karari.
Emreden ben olurdum.
Her şeyden önce, bu emreden ses tonun yüzünden… Yapmayacağım!
Bunda bana işimi tamamlamamı emreden ilahi takdirin parmağını görüyorum.
Cesedi buraya getirmeni emreden bendim.