Examples of using Faal in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Faal voltaj ölçeklemem mermi yüzünden zarar gördü.
Çok faal olduğumuz için mi?
Bu volkanın faal olmaması gerekiyordu.
O faal. Farklı olduğunu söyleyemezsiniz.
Çok da faal değil ama hâlâ içinde biraz hayat var.
Faal olalım, evet kim benimle?
Faal olalım, hadi kim benimle?
Faal olamayacak kadar eşcinsel.
Bugünün faal çifti için bir çift araba.
Ne yapayım? Faal bir federal soruşturma bu.
O telefonun faal olduğunun farkında bile değildim.
Faal ya da değil.
Onları epey bir zaman faal tutacak, minnettar olmalarını sağlayacak miktarda.
Romanyada faal durumda sadece 30 sinema var.
Terrynin faal bir sosyal hayatı var mıydı?
Sleep faal bir kokainman.
Hayvanat bahçesini faal tutmak İçin elimizde kalan tek şey bu.
Tüm ekipmanlar faal. Gücü artır.
Tüm ekipmanlar faal. Gücü artır.
Kum Fırtınasının faal telefonlarından birini buldum.