FAAL in English translation

active
aktif
etkin
faal
hareketli
operational
operasyonel
çalışıyor
faaliyet
hazır
işletim
faal
işlemsel
işlevsel
harekat
çalışır durumda
functioning
fonksiyon
işlev
görev
çalışması
working
çalışmak
çalışıyorum
çalışır
işe
operative
ajan
operasyon
casus
görevlisi
operatörü
faal

Examples of using Faal in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Faal voltaj ölçeklemem mermi yüzünden zarar gördü.
My dynamic voltage scaling has been damaged by the bullet.
Çok faal olduğumuz için mi?
For being too effective?
Bu volkanın faal olmaması gerekiyordu.
This volcano is supposed to be dormant.
O faal. Farklı olduğunu söyleyemezsiniz.
It's active. You can't tell the difference really.
Çok da faal değil ama hâlâ içinde biraz hayat var.
She's not a hotshot. But she's still got some life left in her.
Faal olalım, evet kim benimle?
Let's get busy, yeah, who's with me?
Faal olalım, hadi kim benimle?
Let's get busy, come on, who's with me?
Faal olamayacak kadar eşcinsel.
He's almost too gay to function.
Bugünün faal çifti için bir çift araba.
A pair of cars for today's busy couple.
Ne yapayım? Faal bir federal soruşturma bu.
I mean, it's an active federal investigation.
O telefonun faal olduğunun farkında bile değildim.
I wasn't even aware that phone was active.
Faal ya da değil.
Current or not.
Onları epey bir zaman faal tutacak, minnettar olmalarını sağlayacak miktarda.
Kept them in business for quite a while made them terrible grateful.
Romanyada faal durumda sadece 30 sinema var.
In Romania, there are only 30 functional cinemas.
Terrynin faal bir sosyal hayatı var mıydı?
Did Terry have an active social life?
Sleep faal bir kokainman.
Sleep is a functioning coke-head.
Hayvanat bahçesini faal tutmak İçin elimizde kalan tek şey bu.
That's all that's left to keep the zoo in operation.
Tüm ekipmanlar faal. Gücü artır.
All instruments activated. Power up.
Tüm ekipmanlar faal. Gücü artır.
Power up. All instruments activated.
Kum Fırtınasının faal telefonlarından birini buldum.
I got into one of the Sandstorm operative's phones.
Results: 221, Time: 0.0353

Top dictionary queries

Turkish - English