FARKETTIM in English translation

i realized
fark
etmek
anlıyorum
farkettim
i noticed
fark ettim
farkettim
fark ederim
dikkatimi çekti
ben dikkat ederdim
i realised
farkındayım
anlıyorum
farkettim
benim kendi ayakkabılarımdan geliyor ama sonra fark ettim
i found
bulurum
bulursam
bulacağım
ben bulurum
buldum
buluyorum
bulana
bulayım
keşfettim
bulduktan
did
yap
mi
yapar
yapın
işi
öyle
yapayım
şey
i realize
fark
etmek
anlıyorum
farkettim
i notice
fark ettim
farkettim
fark ederim
dikkatimi çekti
ben dikkat ederdim
i realise
farkındayım
anlıyorum
farkettim
benim kendi ayakkabılarımdan geliyor ama sonra fark ettim
i find
bulurum
bulursam
bulacağım
ben bulurum
buldum
buluyorum
bulana
bulayım
keşfettim
bulduktan

Examples of using Farkettim in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Aynı şeyi farkettim.
I found the same thing.
O güzel araba olmadan biçimsiz birine dönüşeceğini farkettim.
I realise without that nice car you have no chance of getting laid.
Aslında, çoğu zorbanın sadece duyulmak istediğini farkettim.
Actually, I find that most bullies just want to feel heard.
Pekâla. Bu sabah taşaklarımda bir yumru farkettim.
Okay. I found a lump on my scrotum this morning.
Bugün aşk ne demek farkettim.
Today I realise what is love.
Çoğu zorbanın sadece duyulmak istediğini farkettim.
I find that most bullies just want to feel heard.
Bunlarla dolu kaseler olduğunu farkettim. Evlnin hertarafında.
I notice that you have bowls of those all over your house.
Pekâla. Bu sabah taşaklarımda bir yumru farkettim.
I found a lump on my scrotum this morning.- Okay.
İkinizin pek yakın olmadığını farkettim.
I realise that the two of you weren't close.
Evinin her tarafında bunlarla dolu kaseler olduğunu farkettim.
I notice that you have bowls of those all over your house.
Ama daha sonra… yalnız olmakta gerçek bir huzur olmadığını farkettim.
Then I found there is no real peace in being alone.
Foxxynin yaptıklarını adil yargılamadığımı farkettim.
I realise I have unfairly judged Foxxy's actions.
Ayrıca güvenlik sisteminizin olmadığını farkettim.- Pekala.
And I notice you don't have a security system.- Okay.
Ve bunun şaşırtıcı bir şekilde eğlenceli olduğunu farkettim.
And I found that this was shockingly fun.
Düşündüm ve çok büyük bir hata yaptığımı farkettim.
I have been thinking, and I realise I have made a terrible mistake.
Ayrica guvenlik sisteminizin olmadigini farkettim.- Pekala.
And I notice you don't have a security system.- Okay.
Ayrica guvenlik sisteminizin olmadigini farkettim.- Pekala.
Okay. And I notice you don't have a security system.
Ayrıca güvenlik sisteminizin olmadığını farkettim.- Pekala.
Okay. And I notice you don't have a security system.
Angela nın yalnız olduğu bir çok resim farkettim.
I notice that there's a lot of pictures of Angela alone.
Farkettim ki ben.
I realized II..
Results: 1694, Time: 0.0522

Top dictionary queries

Turkish - English