GÖZÜM in English translation

eye
göz
göze
gözle
look
göz
bakmak
bakış
görünmek
bakın
dinle
bakin
watching
dikkat
izleyin
nöbet
göz kulak
izle
saati
dikkat et
seyret
bak
izlerim
keep
devam
sürekli
durmadan
sessiz
tut
tutun
kalsın
sakla
tutarım
koru
sight
manzara
görüntü
gözden
katında
görüşünü
görme
görme yetisini
görüş alanının
görünce
nezdinde
eyes
göz
göze
gözle
looking
göz
bakmak
bakış
görünmek
bakın
dinle
bakin
watch
dikkat
izleyin
nöbet
göz kulak
izle
saati
dikkat et
seyret
bak
izlerim

Examples of using Gözüm in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gözüm onda değilken uçağa bir şey yerleştirmiş olmalı.
He must have planted something when I wasn't looking.
Gözüm siz ikinizin üzerinde olacak!
I'm keeping you two under control!
Hep gözüm üstünde olacak değil ya.
I can't be keeping up with you all the time.
Belki gözüm düzeldiği zaman seçebilirim.
Maybe when I can see a Iittle better.
Gözüm patronun üzerinde.
I have a visual on the boss.
Gözüm Jay amcanın üzerinde olacak.
I'm keeping an eye on uncle Jay.
O zaman neden gözüm dışında her şeye bakıyorsun?
Then why you looking everywhere but in my eyes?
Rekor kitaplarında gözüm seni arayacak.
I will be looking for you in the record books.
O günü gözüm yaşlı düşüyorum.
I think of that day with tears in my eyes.
Gözüm senin üstünde olacak.
I will be keeping my eye on you.
Gözüm açıkken bu işte pek iyi değilimdir.
Cause I'm not so good with my eyes open.
Gözüm üstünde olur.
Bu bebeği gözüm kapalı bile sürebilirim.
I could handle this baby with my eyes closed.
Gözüm onun üstünde olacak.
I would keep an eye on him.
Gözüm üzerinde olacak, şimdi git!
I will be keeping an eye on you, now go!
Sen giderken gözüm üzerinde olacak.
I will keep my eye on you, as you go.
Yüzüm gözüm şişti.
My face is swollen.
İşinde gözüm yok, Marty.
I'm not after your job, Marty.
Gözüm üzerinde olacak, köpek.
I am keeping an eye on you, dog.
Ve gözüm görmemeye başladığında da, bana şişeyle vurdu.
And then when I was blinded, he hit me in the eye with a bottle.
Results: 1059, Time: 0.038

Top dictionary queries

Turkish - English