Examples of using Gözetim in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Günlük gözetim aldım zaten.
Benim en sevdiğim gözetim mühendisim değil miymiş?
Homeland Güvenlik gözetim listelerindeki sakinlerle görüşüyor.
Gözetim Ekibi Charlie.
Evet, gözetim duruşması burada.
Benim fikrime göre gözetim altında olmalısın.
Ancak, o ikinci çocuktu ve gözetim seviyesi daha düşüktü.
gardiyanlarlar… gözetim memurları var.
Kız zaten gözetim emri altında, onu St. Stephena geri gönder.
Bu altı kişi gözetim merkezinin arşivlerine erişmiş.
Gözetim listesinde zaten.
Gözetim için birkaç şey almalıyım.
Gözetim davasında kullanmak için.
Emin olmak için onu birkaç gün gözetim altında tutacaklarmış.
Ölüm sonrası işlemler için yetkili tıbbi gözetim gerekir.
Aralarında hakimler, avukatlar, polisler, politikacılar, gardiyanlarlar… gözetim memurları var.
Gözetim için bu salakları nereden buldun?
Harlan ilçe gözetim merkezini özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi.
Doğrudan gözetim altında. Bu durum çok yana gitti.
Bakın, onu 48 saat boyunca burada gözetim altında tutmamız gerekiyor.