Examples of using Güzel şeylerin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama sen sadece kendini kandırıyorsun… güzel şeylerin olmasını bekleseydin kendiliğinden olacaktı.
İşte Rico, bu yüzden senin güzel şeylerin olamıyor.
Ve bu olay sadece sahip olduğum tüm güzel şeylerin kıymetini bilmeme yol açacak.
Ve güzel şeylerin olduğu anda kalmak onu daha da güçlendiriyor.
Tüm güzel şeylerin sonu gelmeli.
Şöyle diyelim, elimdeki güzel şeylerin kıymetini bilmiyorum.
Daha büyük, güzel şeylerin peşinden gidiyoruz.
Artık daha büyük ve güzel şeylerin peşindeyim.
Doğa kanununda güzel şeylerin her zaman trajik bir sonu vardır.
Küçüklüğünden beri güzel şeylerin peşinden giderdin.
Yaptığımız tüm güzel şeylerin başı bunlar.
Buda güzel şeylerin beklemeyi bilenler için olduğunu söyler.
Güzel şeylerin bize zararı dokunmaz.
Hayattaki güzel şeylerin tadını çıkartıyordun değil mi?
Böylece hayattaki güzel şeylerin değerini anlıyoruz.
Güzel şeylerin koruyucusuyuz, tahminimce.
Hayatta tiyatrodan bile güzel şeylerin var olduğunu.
Sürekli L.A. dan güzel şeylerin çıkabileceğini inkar edip duruyorsunuz.
Güzel şeylerin yaşanacağı manasına gelen bir kelime.
Ben hiç böyle güzel şeylerin içinde olamadım.