BIR ŞEYLERIN PARÇASI in English translation

part of something
bir şeyin parçası
birşeyin parçası

Examples of using Bir şeylerin parçası in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
bir süre için benden daha büyük bir şeylerin parçası oldum.
greater than myself. I had been part of something.
Hayatımda ilk defa bir şeyin parçası olduğumu hissetmeye başladım.
I'm starting to feel part of something. For the first time.
Sadece bir şeyin parçası olmak istiyorsun. Çok acayip.
You just want to be a part of something. It's weird.
Neymiş? Bir hücrede çürümek yerine bir şeyin parçası olacak.
What? He's going to be part of something instead of rotting inside a cell.
Ve ona yardım etmeyi, o kadar mükemmel bir şeyin parçası olmayı da.
And to help him do that, to be a part of something that perfect.
ben asla böyle bir şeyin parçası olmam.
I would never have any part of something like this.
Çünkü senin kızınım ve ben asla böyle bir şeyin parçası olmam.
And I would never have any part of something like this. Because I'm your daughter.
Bir şeyin parçası var.
There's a fragment of something.
Artık bir şeyin parçası değilim.
I'm part of nothing.
Ağız topuna gömülü bir şey parçası var.
There's a shard of something imbedded in the ball gag.
Bir şeylerin parçasıymışım gibi hissediyorum da.
Makes me feel like I'm part of things.
Benim de başıma geldiğinde nihayet kendimi bir şeyin parçası hissettim.
But when it happened to me, I finally felt like I was part of something.
Lütfen, bir şeyin parçasıymış gibi hissetmesine izin ver.
Please, let him feel like he's part of something.
Bir şey parçalanıyor gibi.
HISSING Sounds like something to smash.
Bir şeyin parçasısın.
You're part of something.
Bazı görüntüler gördüm, bir şeyin parçaları, ama ben.
I saw images, pieces of something, but I.
Bir şey parçalanıyor gibi.
Sounds like something to smash.
Bir şey parçalandı.
Something smashed.
Artık daha büyük bir şeyin parçasısın küçük hanım.
You're pad of something bigger now, lassie.
Artık daha büyük bir şeyin parçasısın kızım.
You're pad of something bigger now, lassie.
Results: 60, Time: 0.0254

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English