Examples of using Gitmek gibi in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu hayvanat bahçesine gitmek gibi, sadece sen bir kafestesin.
Bir cenazeye gitmek gibi mi?
Erica nın bu gece biryere gitmek gibi bir planı olduğunu sanmıyorum.
İnsanlar gitmek gibi bir seçenekleri olduğunda tutsak gibi hissetmezler.
People feel less like prisoners when they have the option to leave.Polise gitmek gibi bir niyetim yok.
I have no intention to the police.Eğer gitmek gibi ve her şey, sen ödeme.
Ayrıldığımızda, Stefanla gitmek gibi bir seçeneğin de vardı.
When we split up, you did have the option of going with Stefan.Maalesef buradan gitmek gibi bir seçeneğin yok.
Öksürük başladı, doktora gitmek gibi bir aptallık yaptı.
Bakın, okula gitmek gibi bir zorunluluğum yok.
See, I don't have to go to school.Marsa gitmek gibi bir tutkunun olmadığını mı söylüyorsun yani?
You're telling me you have no desire to go Pete amcamın evine gitmek gibi ama bunda elle taciz yok.
Like visiting my Uncle Pete's house, minus the, you know, bad touching.Bu bulutların üzerinde gitmek gibi bir şey.
It's like walking on clouds.Beyaz bir kızın ailesinin evine gitmek gibi. Ne gibi? .
Like what？. Like donʼt go to a white girlʼs parentsʼ house?Mutluluğun peşinden gitmek gibi bir şey demiyor mu?
Don't it say something about going after what makes you happy?Hayır ama oraya gitmek gibi çılgınca bir hayalim var.
A crazy dream of mine to go. No, but it's always been.Doktora gitmek gibi bir aptallık yaptı.
And because he's an idiot, he went to a doctor.Gitmek gibi bir niyetim yok.
I haven't and I don't intend to.Bu gece bir yere gitmek gibi bir planım yok.
A gitmek gibi değil.
It's not like going to I.
