GITMELERINE in English translation

go
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
leave
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
get away
uzak dur
uzaklaş
kaçmasına
çekil
gitmesine
defol
çekilin
kurtulmasına
paçayı
yaklaşma
away
uzak
çekip
hemen
uzaktan
ayrı
uzaklaş
gitti
kaldı
buradan
bir kenara
going
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
walk
yürüyerek
yürüyüş
yürüyün
yürürken
yürüyüp
bir yürüyüş
serbest
yürü
git
yürür müsün

Examples of using Gitmelerine in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Eğer kısa sürede gitmezlerse gitmelerine lüzum kalmayacak zaten.
If they don't leave soon, there's no point in even going.
Sakın gitmelerine izin vereyim deme. Baba?
Don't let them leave. Da?
Eğer bana karşılarsa, gitmelerine izin vermem.
I wouldn't let them get away if they're against me.
Sakın gitmelerine izin vereyim deme. Baba?
Da? Don't let them leave.
Triad. Dr. Wong ile gitmelerine izin veremeyiz.
Triad. We can't let them get away with Dr. Wong.
Baba? Sakın gitmelerine izin vereyim deme.
Da? Don't let them leave.
Triad. Dr. Wong ile gitmelerine izin veremeyiz.
We can"t let them get away with dr. wong. Triad.
Bence gitmelerine izin vermeliyiz.
I think we should let them leave.
Geri kalanlarınız… gitmelerine izin vermeyin.
The rest of you… don't let them leave.
Ne yaparsan yap, sakın gitmelerine izin verme.
Whatever you do, don't let them leave.
Daha fazla para istemek için gitmelerine izin vermezdi.
He wouldn't let them leave because he wanted more money.
Geçmiş çağlarda Tanrı, bütün ulusların kendi yollarından gitmelerine izin verdi.
Who in the generations gone by allowed all the nations to walk in their own ways.
Dolores ve sınıfının Gorkiye gitmelerine sevindim.
I'm glad Dolores and her class went to Gorki.
Bakan Daley ile Bakan Christopherın Tallahasseeden gitmelerine üzüldüm.
I was sad to hear that Secretary Daley and Secretary Christopher left Tallahassee.
Gitmelerine izin vereceğiz.
We're going to let them go.
Boomer yalnız gitmelerine izin veremeyiz.
We can't let them go down alone.
Bitirip gitmelerine ne zaman izin vereceksiniz?
When are you going to stop this thing and let them go?.
Beni dinle gitmelerine izin verirsen ben kalırım.
Listen to me, you leave them be and I will stay.
Üç kızın yalnız başına plaja gitmelerine nasıl izin verebilirsiniz?!
How could you allow three girls to go to the beach alone?!
Gitmelerine izin ver.
Let it go.
Results: 634, Time: 0.0521

Top dictionary queries

Turkish - English