GITMEM GEREK in English translation

i have to go
gitmem gerek
gitmek zorundayım
gitmem lazım
gitmem gerektiğini
geçmem lazım
gotta go
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmek zorundayım
çıkmam lazım
girmem lazım
dönmem lazım
çıkmamız gerek
geçmen gerek
çıkmamız lazım
i need to go
gerekiyor
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmem gerektiğini
gitmek istiyorum
çıkmam lazım
girmem gerek
gitmem gerekli
geçmem lazım
gitmeye ihtiyacım var
i should go
gidip
gitmem gerek
gitmem gerektiğini
gitmem lazım
gitsem iyi olacak
ben gitsem iyi olur
ben de gideyim
ben de gitmeliyim
ben gitsem daha iyi
i must go
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmek zorundayım
gitmem gerektiğini
benim gitmem gerekiyor
gitmeliyim o bekliyor olmalı
olduğunu biliyorum gitmeliyim
i got to go
ben gitmeliyim
gidebilirim
gidebilir miyim
gidebileceğim
çıkacağım
gidip
i have to leave
gitmem gerek
gitmek zorundayım
gitmem lazım
ayrılmak zorundayım
bırakmak zorundayım
ayrılmam gerek
terk etmek zorundayım
ayrılmam lazım
çıkmak zorundayım
çıkmam lazım
gotta get
lazım
almam lazım
gitmem lazım
almam gerek
gitmem gerek
gerekiyor
götürmem gerek
bulmamız gerek
getirmem gerek
ulaşmamız gerek
i need to get
gerekiyor
gerek
almam lazım
ihtiyacım var
almam gerek
almam gerekiyor
gitmem lazım
gitmem gerek
ulaşmam gerek
bulmam lazım
i have to get to
gitmem gerek
gitmem gerekiyor
ulaşmam lazım
bakmaliyim
dönmem gerekiyor

Examples of using Gitmem gerek in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hatta şimdi gitmem gerek. Yapamam.
I can't. In fact, I have to leave now.
Benim işe gitmem gerek.- Evet.
I gotta get to work. Yeah.
Gitmem gerek. Annemin kendine saygı duyduğunu sanmıyorum.
I don't think my mom respects herself. Uh, I got to go.
Reginayı görmeye gitmeyi çok istiyorum ama sanırım doktora gitmem gerek.
I really want to go see Regina, but I think I should go to the doctor.
Lejyon gibi, zamanda geriye gitmem gerek.
I need to go back in time, like the Legion.
Pakette ne olduğuna dair bir şey yok. Gitmem gerek.
I- I gotta go. Nothing about what was in the package.
Okula gitmem gerek.
I have to get to school.
Buradan defolup gitmem gerek, anladın mı?
And I need to get the hell out of here. Capisce?
Olmaz, şimdi gitmem gerek yoksa kışlaya kapatırlar beni.
No, I must go now, otherwise I would be confined to barracks.
Eve gitmem gerek.
I gotta get home.
Gitmem gerek. Açılış gecesi haftaya.
Opening night's in a week. I got to go.
Gitmem gerek. Elisa lütfen dur!
Just… Elisa, please stop. I have to leave.
Sizi bu saate kadar uyutmadım. Gitmem gerek.
I have kept you up far too late. I should go.
Denvera gitmem gerek.
I… I gotta go to Denver.
Burada çalışamıyorum, bu yüzden başka bir yere gitmem gerek.
I can't work here, so I need to go elsewhere.
Arabaya gitmem gerek.
I have to get to the car.
Bir yere gitmem gerek… Herşeyi yoluna sokabileceğim bir yere.
I need to get some place… where I can straighten this whole thing out.
Hemen gitmem gerek.- Tamam.
Okay.- I need to leave now.
Gitmem gerek. Aramızda iyi bir şey olduğunun farkında değil misin?
Don't you realize what happened between us is good? I must go.
Oh, gitmem gerek. Akıllı görünüyorsun.
You do look smart. Oh, I got to go.
Results: 4466, Time: 0.0758

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English