GITMEM GEREKIR in English translation

should i go
gidip
gitmem gerekir
gidecek mişim
çıkayım mı
döneyim
gideceğim ki
ben gidecekmişim
gidip mı
i have to go
gitmem gerek
gitmek zorundayım
gitmem lazım
gitmem gerektiğini
geçmem lazım
i need to go
gerekiyor
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmem gerektiğini
gitmek istiyorum
çıkmam lazım
girmem gerek
gitmem gerekli
geçmem lazım
gitmeye ihtiyacım var
i must go
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmek zorundayım
gitmem gerektiğini
benim gitmem gerekiyor
gitmeliyim o bekliyor olmalı
olduğunu biliyorum gitmeliyim
would have to leave
zorunda kalırım ve yaşayamam beni bir daha öpersen , onu bırakmak
gitmesi gerekir
bırakmak zorunda
ayrılmak zorunda kaldım
terk etmek zorunda
terk etmem gerek
i need to get
gerekiyor
gerek
almam lazım
ihtiyacım var
almam gerek
almam gerekiyor
gitmem lazım
gitmem gerek
ulaşmam gerek
bulmam lazım

Examples of using Gitmem gerekir in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Umarım ölmezsin… çünkü o zaman ofisime gitmem gerekir.
Cause then I would have to go back to my office.
Anne, tekrar alışverişe gitmem gerekir mi?
Mum, do I have to go shopping again?
O böyleyse… benim ondan önce gitmem gerekir.
Order I should go first than him what the hell.
Sağlamazsa tekrar Bolivyaya gitmem gerekir.
I will have to go back to Bolivia.
o zaman gitmem gerekir.
so I do have to go.
Ve şunu derim ki; bu noktaya gidebilmek için, 3 birim sağa gitmem gerekir.
And I might say, well, to get to that point right there, I have to go to the right 3 steps.
erm, kabalaşmak istemiyorum ama Cuma günü için kasabaya gitmem gerekir.
erm, I don't mean to be rude but I need to go to town to arrange Friday.
Bak, Aaronı bulmak için küçük bir ihtimal bile varsa oraya gitmem gerekir, hemen.
Look, if there's any possibility that I could find Aaron, I need to go there now.
Her yıI Charlie Brown Noel Özel programını seyretmek için Xanderın evine gitmem gerekir.
I have to go over to Xander's house just to watch a Charlie brown Christmas every year.
Kötü biri olup olmayacağımı bilmeliyim, çünkü eğer olacaksam bir daha geri dönmemek üzere gitmem gerekir.
I need to know if I become evil because if I do, I have to leave and never come back.
Eğer bir saatte 260 km gidiyorsam, bir saniyede çok daha az km gitmem gerekir çünkü bir saniye çok daha kısa bir süredir, ve işte bu yüzden 3600le böleriz.
If I'm going 260 km in an hour, I should go much fewer km in a second because a second is so much shorter amount of time, and that's why we're dividing by 3600.
Gitmek gerekir, dinleyin.
Listen, you should go.
Yürüyerek gitmeniz gerekir, bayan Tehlikelidir, çok tehlikelidir!
You have to go by foot, madam It's dangerous, very dangerous!
Ayrıca gitmen gerekir. Şayet o… -Biliyorum.
And you have to leave if he doesn't.
Oraya gitmen gerekir.
You should go there.
Ama bizim gitmemiz gerekir!
But we must go!
Oraya gitmek gerekir.
You should go there.
Tomun gitmesi gerekir.
Eve gitmek gerekir.
Okula gitmen gerekir.
You have to go to school.
Results: 43, Time: 0.0388

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English