Examples of using Gittiği her yere in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gittiği her yere neşe götüren keder katili'' mi demek istediniz?
Tabii, annesi gittiği her yere küçük toplar haline getirdiği mendilleri bırakıyor.
Soruşturmanın bu kısmında Doktorun, gittiği her yere yıkıcı ve bozucu bir etki bıraktığını göreceğiz. Olaylarla bağlantılı, leydim.
Onu gittiği her yere taşır ve şey… suyun içinden kendine bakan.
Nefasetine hayran ol. Ama şunu unutma: Samuray dışarıda ve gittiği her yere yıkımını götürüyor.
Gittiği her yere peşinden gittiğimi biliyorsun ve çok önemli bir işim vardı.
Onun için zor. Pariste ilk haftası ve seni gittiği her yere götürmek zorunda kalacak.
Sana söylüyorum, küçük bir canavarcıkken, tavşandan daha büyük değil… Cimi gittiği her yere takip etmiştim.
Maradona, Diegoyu gittiği her yere sürükledi.
Şey, kitaplarda Jane gittiği her yere yanında bebeğini de götürür ve bu aynı ona benzer.
Gittiği her yerde sıcak ve cana yakın karşılamalar oldu.
Gittiği her yerde arkadaş edinir.
En azından gittiği her yerde felakete neden olmuyor.
Gittiği her yerde duygusal rahatsızlıklar yaratıyor.
Gittiği her yeri aradığı herkesi önceden bilebileceğiz.
Gittiği her yerde arkadaş edinen bir adamsın ha?
Gittiği her yerde toplumun dikkatini çeker.
Umarız ki, aradığı saadeti gittiği her yerde bulsun.
Onun gittiği her yeri öğrenmek istiyorum.