Examples of using Halen in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Saldıran kişi halen kampüste olabilir.
Halen inkar içindeyim.
Johnsonun ofisinden halen cevap gelmedi.
Ben halen lisedeyim tamam mı?
Sanırım halen bisikletin üzerinde.
Ve halen sahibi toptan şarap distribütörlük.
Amerika halen aralıksız devam eden bir travmaya maruz.
Halen Londrada yaşamaktadır.
Arnavutluk medyası halen geçiş döneminde.
Halen kendi kendime bunun inkarı içindeyim.
Diğerleri. halen devam etmektedir henüz tamamlanmadı.
Halen dışarda bir yerlerde.
Halen daha kart vermek zorunda değilsin.
Araba halen benim üzerime kayıtlı.
Halen şartlı tahliyede.
Halen şehirde mi?
O halen dışarıda bir yerde.
Halen bir parçam onu kurtarmış olmayı diliyor.
Cevabım halen hayır.
Halen Karabüksporda başkanlık yapmaktadır.