Examples of using Hayatını tehlikeye atıyorsun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
John Jaironun hayatını tehlikeye atıyorsun.
Herkesin hayatını tehlikeye atıyorsun.
Tavanda sürünüp hayatını tehlikeye atıyorsun.
Ama neden bir kaç gün için hayatını tehlikeye atıyorsun?
Bir haftadır tanıdığın bir kız için hayatını tehlikeye atıyorsun.
Öyleyse neden onun için hayatını tehlikeye atıyorsun?
Neden bu insanlar için hayatını tehlikeye atıyorsun?
Dağın bu savaş bölgesinde hayatını tehlikeye atıyorsun.
Yüz binlerce insanın hayatını tehlikeye atıyorsun.
Şu anda masum insanların hayatını tehlikeye atıyorsun.
Neden onunla yüzleşmek için hayatını tehlikeye atıyorsun?
Sayfadaki iki sütun için onun hayatını tehlikeye atıyorsun.
Başı derde girmesin diye hayatını tehlikeye atıyorsun.
Alice ve Cyrus için neden hayatını tehlikeye atıyorsun?
Bu gecikmeyle Palmerın hayatını tehlikeye atıyorsun.
Herkesi hayatını tehlikeye atıyorsun ki böylece büyük Nate Ford gelip günü kurtarabilir.
Bak, burada sigara içerek benim ve bu çocukların hayatını tehlikeye atıyorsun!
Karımın ve bebeğimin hayatını tehlikeye atıyorsun ve bana örnek olmaktan bahsediyorsun?
Bir zamanlar TV rehberinin'' hala yayında'' dediği bir şov uğruna yüzlere kişinin hayatını tehlikeye atıyorsun.
mesele bu kadar değil, insan ırkının tamamının hayatını tehlikeye atıyorsun.